Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aşık Paşazade Tarihi

Derviş Ahmed Aşıki

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“ Ümidim duadır ehli duadan Duadır bize emr olan Hûdâ’dan “ Orhan Gazi ve Geyikli Baba Menkıbesi Orhan Gazi Bursa'ya geldikten sonra evvela bir imaret yaptırdı ve vilaye­tin dervişlerini araştırmaya başladı. İnegöl yöresindeki Keşişdağı'nın arasına birçok derviş gelip oraları mekan edinmişti. Bu dervişlerden biri ötekilerden
Sayfa 103Kitabı okudu
Gerekdir yâr-i hemdem-i münâsib Gerek yiğit ola vü ger ola pîr “İster yiğit, ister yaşlı olsun; Her insana candan dost gereklidir”
Reklam
Osman Gazi'nin gördüğü düş ve Şeyh Edebâli nin tabiri : Osman Gazi dua etti ve bir müddet ağladı. Uykusu gelince yatıp, uyudu. Kendi aralarında kerameti açıkça görülen değerli bir şeyh var­dı. Tüm halkın güvendiği bir kimseydi. Ancak dervişliği gönlündey­di. Dünyalığı, nimeti, davarı çoktu. İlim sahibi ve aydınlık saçan bir kimseydi. Misafirhanesi hiç boş kalmazdı. Osman Gazi'de bu dervişe zaman zaman konuk olurdu. Osman Gazi rüyasında, bu azizin kuşa­ğından bir ayın doğduğunu gelip kendi koynuna girdiğini gördü. Ay koynuna girince göbeğinden bir ağaç bitti, ağacın gölgesi tüm dünyayı kapladı, gölgesinin altında dağlar oluştu, bu dağların dibinden sular çıktı. Bu sulardan kimi içti, kimi bahçeler suladı, kimi çeşmeler akıt­tı.Osman Gazi uykudan uyanınca gelip, rüyasını şeyhe anlattı. Şeyh, "Oğul Osman, padişahlık sana ve senin nesline mübarek olsun. Kızım Malhûn Hatun senin helalin olsun" deyip hemen nikah kıyıverdi. Nazım Der oğlum fursat u nusret senindir. Hidayet menzili nimet senindir Sana verildi taht düşmesin baht Ezeli tâ ebed devlet senindir Yana çerâğların âlem içre Döşene sofran davet senindir İki cihanda hayırla anılmak Neseb ü neslin burhân senindir Çocuktan erdi sana baht-ı devlet Cihan içre olan devrân senindir Süleyman zamanın menbaısın Ki ins ü cinne hem fermân senindir
Hünkar "Hey Lala! Bahar olsun görelim, Allah ne buyurduysa onu yaparız" dedi. Aslında hisarın fethine çoktan beri hazırlanmaktaydılar. Sultan "Bu yıl yazı İstanbul'da geçireceğim" dedi. Geldiler, İstanbul hisarının üzerine kondular. Karadan ve denizden de Hisarı kuşattılar. Dört yüz parça gemi denizden geldi. Yetmiş parça gemi de Galatanın üst yanından karadan yelkenlerini açtılar...
Sayfa 218Kitabı okudu
Sadreddin Konyevi zaviyesinde bulunduğu sıralarda (H.851) zaviye şeyhi Abdullatif Kudsi'nin, Erdebil sûfileri büyüklerinden Şeyh Cüneyd'le aralarında geçen bir tartışmadan bahseder ; "Şeyh Cüneyd Osmanlı ülkesinden gitti. Konya Karamana ge­lip Şeyh Sadreddin Konyevi zaviyesine kondu. O zamanlar Şeyh Abdullatif oranın şeyhi idi. ( . . . ) ... Otuz gün sonra parçaları bir araya toplayıp mihrap önün­ de tekrar buluştular. Şeyh Cüneyd, Şeyh Abdullatif'e "Ataya ashab mı evladır, yoksa evlat mı?" diye sordu. Şeyh Abdullatif, "Sorduğun makamda ashab evladır. Kuran ayetlerine ve mezheplere atıf yapılarak süregiden tartışmada gene Aşıkpaşazadeden nakille ; Şeyh Cüneyd, Şeyh Abdullatif'e "Ashap hakkında bu ayetler indiğinde sen orda mıydın?" dedi. Şeyh Abdullatif, "Sen bu inançla kafir oldun, bu inanç da sana uyanlar da kafir olur" der Sonrasında Karamanoğlu Beyinine şikayet eder.
Aile Silsilesi "Ben ki fakir derviş Ahmet Aşıki'yim. Şeyh Süleyman'nın oğlu olan Şeyh Yahya'nın oğluyum. Şeyh Süleyman da hali yüce sultan Aşık Paşanın oğludur. O da ufukların irşad edicisi Muhlis Paşa'nın oğludur. Muhlis Paşa ise, ariflerin tacı Seyyid Ebu'l-Vefa'nın halifesi olan, zamanın kutbu Baba İlyas'ın oğludur. Soy silsilesinden de anlaşıldığı gibi Derviş Ahmed Aşıki'nin nesebi Vefaiyye tarikatının önde gelen simalarına dayan­maktadır.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.