Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aşk Dalgası

Ömer Seyfettin

Aşk Dalgası Gönderileri

Aşk Dalgası kitaplarını, Aşk Dalgası sözleri ve alıntılarını, Aşk Dalgası yazarlarını, Aşk Dalgası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şu anki sistem 120 sene evvel olsa hapse atılmıştı..
kadınlar da, her tarafları örtülü, koyu siyah çarşaflarının altında sanki şangırtıları işitilmemek için pamuklara sarılmış gayet ağır, gizli esirlik ve zulüm zincirleri taşıyan lanetlenmiş, hayattan kovulmuş, hasta, dilsiz heyulalar gibi sendeleyerek, titreyerek yavaş yavaş çıkıyorlar, başlarını önlerine eğerek düşmemek, bir şeye dokunmamak, birbirlerine çarpmamak, yanlış bir adım atmamak için kalın, kara peçelerinin altından bastıkları yeri görmeye çalışıyorlardı.
aşktan, sevişmekten mahrum bırakan, annelerini, karılarını, hapsederek asırlarca daldığı rüyasız ve granit uykusundan asla uyanmayan bir kavmin, bir cemiyetin sonu ne olabileceğini düşünüyor; dar tahtalar üzerinde korkak bir dikkatle hızlı hızlı geçenlerin sessiz sedasız çıkışlarını, ürkek bir hayvan sürüsünün acele kaçışına benzetiyordum. Bunların içinde hiç dişi yoktu.
Reklam
Anadolu’da hâlâ aynı cehalet
Tanıdıkları bir kadının başından kazara bir macera geçer, mesela bir "nâme"si yakalanır, yahut da kocasından boşanıp diğer birine varırsa hepsi birden ona darılırlar, dehşetle afaroz ederler. Aradan uzun seneler geçer, o kadını sokakta gördüler mi yollarını değiştirirler, bazıları yüzüne tükürmeye kalkar, en insaflıları biraz acır, "Ah zavallı kötü oldu, alnının yazısı imiş" der.
Eskiler şöyle güzel böyle güzel. Eskiler:
"Kızım! Peçeni indir. Ellerini çarşafın içine sok, başını yukarı kaldırma, aşifte(or*spu) diyecekler... Önüne bak, Frenk karıları gibi zıp zıp yürüme. Yavaş yavaş. Göğsünü ileri çıkarma, arkamıza takılacaklar. Sana azgın diyecekler. Adın çıkacak. Evde kalacaksın.
A HBR görmesin Ömer Seyfettin kapalı bacılarımıza orangutan demiş derler
Kuvvetli, fırlak kalçaları görünmesin diye gayet bol esvap giydirirler. "Etrafa dökülüyor" bahanesiyle saçlarını sımsıkı bir yemeni ile bağlatırlar. Zavallıyı halis bir orangutana çevirirler.
Misafir kadın bir oğlan görürse ecinni görmüş gibi odaya kaçar
Bir Türk on dört yaşına girdi mi annesinden, ablasından, kız kardeşinden, nihayet teyzesinden ve halasından başka bir kadının yüzünü göremez.
Reklam
Ee herkes peçeli burkalı olunca kim mahremin bilemiyorlar tabii
Kız kardeşinize sokakta bir laf söylediğinizi görmesinler, rezalet hazırdır. Hemen karakola... Kim olduğunuzu, konuştuğunuzun kardeşiniz, yahut anneniz olduğunu ispat edinceye kadar birkaç kilometre dayak yemezseniz yine talihiniz varmış demek.
Oamanlı’da sevgiyle evlenmek…
Türkiye'de kimse sevişemiyor. Ve kimse şimdiden sonra sevişemeyecek... Çünkü sevmek için evvelâ görmek lâzım. Halbuki genç bir kızla bir yuva yapmak, ölünceye kadar bahtiyar yaşamak için konuşmak, anlaşmak, sevişmek değil; hatta bir kerecik olsun yüzünü görmek imkânsız... Bu şiddetli yasağa karşı duranlar, iş devresine girmiş anarşistlerin, nihilistlerin, yahut eski zamandaki dinsizlerin akibetine uğrarlar.
Evlenince bekar arkadaşlara uygulanan tarife
— Daha bekâr mısın? — Bekârım!.. Arkadaşımın mavi gözlerindeki eski neşe birden soldu. Üçüncü derecede veremden yatağa düşmüş bir zavallıya teselli ve cesaret vermek zahmetine girilmeden nasıl mahzun, mütevekkil bakılırsa bir an bana öyle, acır gibi baktı.
Az önce 8 senelikle yaşadığım his :’)
On iki senedir görüşmemiştik. On iki sene... Aman yarabbim! Dün gibi... Hayat, hakikaten en uzun vakalarıyla çabuk biten bir sinema şeridinden başka bir şey değil.
Reklam
Yüzlerce mısralarla, uzun manzumelerle anlatılan sevişmeler, sevgililer de yalan... Şairin bir sevgilisi var. Fakat nerede! Şair sevgilisiyle konuşuyor, öpüşüyor. Fakat nerede! Ah, ancak hayalinde.
“…kutsal kitapların bütün doğa, organ değişim kanunlarına inat olarak hiç değişmemesi gereken emirlerine bile her yerde başka türlü boyun eğiliyor; esasları bir olan Hıristiyanlık, Avrupa'da başka, Amerika'da başka, Afrika'da başka... İslamlık da böyle! Hindistan'da başka, Liverpool'da başka. Buhara`da başka, Türkiye'de başka... Arabistan'a ve Acemistan`a git, oralarda bütün bütüne başka.”
Gözler...
Ne olduğunu bilmediğimiz gerçeği bilinen "birinci sebep"in insan zekâsına sonsuz bir şekilde kapalı kalacak karanlıkları içinde sönen ruhumuzun sanki en çok bulunduğu bu küçük ve parlak organlar...
“Hayat gerçekten en uzun olaylarıyla çabuk biten bir sinema şeridinden başka bir şey değil!”
Uzak ve bilinmez masal adalarından gelmişe benzeyen süt gibi beyaz martılar etrafımızda uçuşuyorlar, çıkardıkları tatlı ve derin sesleriyle şehirde kalmış, kalabalıktan, uğraşmalardan, hırslardan, kederlerden bunalmış zavallı insanları kendi vatanlarına, gerçekten pek uzak, tenha, sakin yerlere biraz aşk ve şiir tatmak için çağırıyorlardı.
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.