Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Klinik ve Kurumsal Bakış Açılarıyla

Aşk ve Saldırganlığın Ayrılmaz Doğası

Otto F. Kernberg

En Eski Aşk ve Saldırganlığın Ayrılmaz Doğası Gönderileri

En Eski Aşk ve Saldırganlığın Ayrılmaz Doğası kitaplarını, en eski Aşk ve Saldırganlığın Ayrılmaz Doğası sözleri ve alıntılarını, en eski Aşk ve Saldırganlığın Ayrılmaz Doğası yazarlarını, en eski Aşk ve Saldırganlığın Ayrılmaz Doğası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Erik Erikson (1950, 1956) 1950 yılında, ilk kez normal kişilik gelişimi için "normal ego kimliği", ergenlik dönemi için "kimlik krizi" ve ağır kişilik bozuklukları için "kimlik dağınıklığı" kavramlarını en temel özellikler olarak ortaya koymuştur.
Ağır ruhsal bozukluğu olan olgular, ergenlik dönemdeki psişik olarak yeniden yapılanma sürecindeki güçlükleri çözebilme kapasitesinde yetersizlik göstermiş kişilerdir.
Reklam
... borderline kişilik bozukluğu olan hastaların, normal kontrol grubuna göre, ketleyici kelimelere karşı dorsolateral prefrontal ve orbitofrontal korteks bölgelerinin düşük aktivite gösterdiği, tarafsız-nötr kelimelere karşılık olarak ise amigdala bölgelerinde uygunsuz bir artış bulunduğu saptanmıştır.
Bana göre; kimlik dağınıklığı, kendilik ve önemli ötekilere ilişkin temsillerin bütünleşme eksikliğinin bir sonucu olarak kliniğe yansıyan, içselleştirilmiş nesne ilişkilerinin patolojik, yapısal bir bileşimidir.
Terapistin, hastanın sözlü iletişimine ve sözlü olmayan iletişim şekline olan eşzamanlı dikkati ve karşı-aktarımı, o anda en baskın duygulanımın ne olduğunu ve seans sırasında hangi nesne ilişkisinin etkinleştiğini anlamasına yardımcı olur. Her duygulanım, altta yatan nesne ilişkisinin bir yansıması olarak değerlendirilmelidir.
Ötekiyle "birlikte hissedebilme" kapasitesi, sadece içselleştirilmiş, ikili kendilik ve nesne tasarımlarının nitelikleriyle ilişkili olmayıp aynı zamanda, daha da önemlisi, içselleştirilmiş nesne ilişkilerinin entegrasyonuna ait gelişimsel süreçlerine dayanmaktadır.
Reklam
"Savunma kaleleri", terapistte "kör nokta" ya yol açan hasta ve terapist arasındaki bilinçdışı danışıklı durumlardır (Baranger ve Baranger, 1969).
Sayfa 105Kitabı okudu
Analistin bir tarafı karşı-aktarım etkisi altında, aktarım/karşı-aktarım bağlamında seansa katılırken, zihnindeki diğer bölümü ise bu durumun tamamını "dışarıdan bakan üçüncü bir kişi" olarak netleştirip yorumlayıcı ve aktarımı çözümleyici yönüyle değerlendirir.
Sayfa 119Kitabı okudu
Terapistin duruşu ahlakçı olmaksızın ahlaki olmalı (Ticho, 1972); hastanın kendi ideoloji seçimlerini ve sorumluluklarını geliştirebilmesine izin veren uyumlu ve tutarlı bir çaba içinde olmalıdır.
Sayfa 121Kitabı okudu
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.