" hep seçmek zorundayız. hep iki yolun başında kalakalıyoruz. ya ona ya da ötekine girmek gerekiyor, birisine girersek ötekini kaçırıyoruz, ne bulacağımızı bilmiyoruz ikisinde de ama sonunda hep ötekini merak ediyoruz. bu ne biçim bir oyun böyle? ya hayatımızın gizli yazısı, mutluluk işareti oradaysa? nasıl bilebiliriz ki bunu? şifrelerle, yıllar sonra belki anlayacağımız belki sonsuza dek bilemeyeceğimiz gizli işaretlerle karşılaşıyoruz, yanlarından geçip gidiyoruz. belki hiç almamamız gereken bir taşı alıyor, asıl önemli olanı bir başkasında bırakıyoruz."
"...bir kurbağanın peşinden gitmek zorunda kalsaydınız ve o bir prense dönüşseydi çok mutlu olurdunuz heralde.
ama kim, prensin kurbağaya dönüşmesini ister?
ve hepimiz biliriz ki yanımızda kalan bütün prensler sonunda bir kurbağaya dönüşür."