Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Asr-ı Saadet'ten İslam Davetçilerine Dersler

Abdülaziz Kıranşal

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kibir ve gurur, insanları davetten uzaklaştıran en önemli etkenlerdendir. Davet adamı muhabbet adamıdır. Enaniyetinden sıyrılamamış, egosunu yenememiş bireylerin davete katkı sağlamaları beklenemez. Çünkü İnsanlar, tepeden bakan, onları hizaya getirmeye çalışan tavır ve davranışlara karşı hemen tepki verir ve uzaklaşırlar.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Bir sefere çıkılacağı zaman Rasûlullah ihtiyaçların karşılanabilmesi için Mü'minlerden infakta bulunmalarını ve sefere destek olmalarını isterdi. Herkes gücü yettiği kadar bir şeyler getirip infak ederdi. Kimi Hz Ebubekir gibi malının tamamını getirir. Kimi Hz. Ömer gibi malının yarısını getirir. Kimi elinde avucunda ne varsa onu ortaya koyardı. Rasûlullah'ın bu direktifini duyan sahabenin gariplerinden Ebu Ukayl: "Ben de Allah için bir şey yapmalıyım" diyerek gece çalışılan bir amelelik işi buldu ve çalıştı. iki avuç hurma karşılığında akşamdan sabaha kadar sırtında yük taşıdı. Bunların bir avucunu aile efradının yemeleri ve ihtiyaçlarını karşılamaları için götürürken diğerini de Allah yolunda infak için Hz. Peygambere getirdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: - "Onu sadakaların içerisine kat!" buyurdular. Orada bulunan münafıklar Ebu ukayl ile alay ederek: - "Onun Allah için bir avuç hurma vermesi kendisine ne temin edecektir?" dediler Münafıkların bir avuç hurma getiren Ebu Ukayl ile alay etmeleri üzerine: "Savaş masraflarını karşılama ve daha başka bir hayırlı iş için maldan-mülkten harcamak söz konusu olduğunda] o münafıklar hem üzerlerine düşenden fazla miktarda gönüllü olarak harcayip yardımda bulunan zengin Mü'minlere hem de elinin emeğiyle zor zahmet kazandığını getirip veren fakir Mü'minlere dil uzatıp alay ederler. Ama Allah onlara alay etmenin hesabını soracaktır. Onların hakkı çok çetin bir azaba mahkum olmaktır. " ayeti nazil oldu. (Tevbe, 9/79)
- Mazlumun bedduasından sakın! Çünkü bu dua ile Allah Taâlâ arasında bir perde yoktur. Her ne halde ve nerede olursan ol, Allah'tan kork! Günahın arkasından hemen iyilik ve hayır yetiştir ki, onu yok etsin! İnsanlara, güzel ahlâk ile muamelede bulun!
Sayfa 104Kitabı okudu
"Allah'a, kabul edileceğinden emin olduğunuz hâlde dua ediniz. Biliniz ki şüphesiz Allah, gaflet ve oyun içinde olan kalpten dua kabul etmez."
Sayfa 140 - Tirmizi, Deavât, 66.Kitabı okudu
Ensar'dan bir kişi bostanında namaz kılıyordu. Bostan Medine'nin vadilerinden olan Kuf' denilen yerdeydi. Hurmaların olgunluk dönemiydi. Hurmalar tamamen yetişmiş, olgunlaşmış ve ağaçlar tamamen hurma doluydu. Adam bu durumdan hoşlandı. Gördüklerini hayranlıkla seyrettikten sonra namaza döndü. Fakat kaç rekât namaz kıldığını unuttu. Kendi kendine: "Bu dünya malından ötürü dinim helâk oldu" dedi ve Müslümanların halifesi Hz. Osman'a geldi. Hadiseyi ona anlattıktan sonra: "Bu bostanım sadakadır. Onu hayır yolunda nereye sarfedersen et" dedi. Hz. Osman bostanı ellibin dirheme satıp hazineye kaydetti. Bu hurmalık elli bin dirheme satıldığı için o günden sonra o hurmalığa "Ellibin Hurmalığı" diye isim takıldı. Onlar için bütün işler ve ilişkiler iman ile değer kazanıyordu. Eğer iman bağı yoksa anne-baba veya kardeşlik bile teferruata dönüşüyordu.
Reklam
Ümmü Habibe Remle Binti Ebû Süfyân anlatıyor: Efendimizi şöyle buyururken dinledim; - "Müslüman bir kimse, farzların dışında nâfile olarak her gün Allah rızası için on iki rek'at namaz kılarsa, Allah ona cennette bir köşk yapar.'' -"Eğer kişi geceleyin uyanıp hanımını da uyandırarak birlikte iki rekât namaz kılarlarsa, Allah her ikisini de Allah'ı çok çok zikredenlerden yazar.''
Sayfa 137Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.