Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hüzün Vakitlerine Dair

Asr Vaktinde Firak

Muharrem Sevil

Asr Vaktinde Firak Sözleri ve Alıntıları

Asr Vaktinde Firak sözleri ve alıntılarını, Asr Vaktinde Firak kitap alıntılarını, Asr Vaktinde Firak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
insanların kendilerine ait dünyalarının olabileceği yok sayılmaya çalışıldı da yıllarca; ama bir gün birisinin çıkıp da, “mahremıyetin gitti mi" elden sen de gitmelisin tez elden” diyebileceğini düşünemedik bile... sunulan yeni âlemle birlikte, kırılgan ve duyarlı âlemimiz gün geçtikçe duyarsızlığa doğru itildi de, ne yapacağımızı bilemez hale geldiğimizi ancak olup-bitenleri fark edince anlar olduk...
Hatıralar için mi?
Peki, söyleyebilir misiniz; "insan terk ettiği şeye neden dönüp bakar son bir defa daha"
Reklam
Müstakbel eşime sesleniyorumdur:)
Gel de birbirimizin kadrini bilelim Çünkü ansızın ayrılacağız birbirimizden..
'benim için de bir ada çiz’ dediğinizde, sizin için bir ada çizilmiyorsa “hayatıma anlam kazandıran başka ne var’diye sorun. sorun ki, size ait bir ada çizecek aşkı bulabilesiniz. sorun ki, 'daha vakit var’ derken giden günün zamandan değil ömürden olduğunu hatırlayabilesiniz. sorun ki, hoyratlıkla söylenmiş olsa bile, sadece bir yürek sesi olan “deyişleri, türküleri’ dinleyebilesiniz. sorun ki, o gizemli üç harfin hayatınızı işgal etmesinin 'ne güzel’ bir şey olduğunu kavrayabilesiniz. sorun ki, size ait bir hayata sahip olup/olmadığınızı hissedebilesiniz ‘giderayak.’ yoksa; eksiliyoruz, neden eksildiğimizi bilmeden...
dermanın nerede olduğunu bilememenin verip veriştirdiği, attarların yok sayıldığı bu zamanların bize muştu diye sunduğu “terapiler" medikaller peşinde koşup durduk durmaksızın “tez tez’ diyerek hem de kaçıncı kez. üşüdük de neden üşüdüğümüzü bilemedik; birbirimize daha çok sarıldıkça, sarılmanın bizi sarmalamasının ne demek olduğunu bilemeyince daha çok üşür olduk. söyleşemedik sessizliğimizle de, sessizliğin içinde sesler bastırdı seslerimizi; seslerimiz yüreklerimizin sesine ulaşamadan. oyun içinde oyunlar kurduk hiçkesliğimizle, oyunlar içindeki en büyük oyun Sahibini unutarak.
Hep unuttuk, unutmamız istenilenleri; yeniden hatırlamak için.
Reklam
ne yazık ki; aşkın tenhalığına -hele de- bu zamanlarda uğrayabilmek hiç de kolay değil, çünkü, hiç kimse kazandıklarından vazgeç(e)miyor artık; kazandıklarıyla var olabilenlere göre aşk bir kayıp; bedel ödemenin sadece kaybetmek anlamına geldiğini zannedenler için ne belâ bir şeydir bedel ödemek, aşığın ıssızlıkta kendini bulacağını bilenler içinse, gemileri yakmak aslında hiçbir şeydir; soyutlanmaktır dünyanın yaşanılan hâlinden; büyüsü bozulmuş bu dünyaya başkaldırıştır belki de... aşkın büyüsüyle başkaldıriş... insana bundan daha güzel bir muştu olabilir miydi.
yeni düzenle birlikte bütün değerleri satın alınabilir bir şey haline getirmeye çalıştılar da, bir gün yeniden hikmetin peşinde koşacağımızı düşünmek bile istemediler... hükmetmenin salt maddi bir şey olmadığını öğren(e) memişlerdi çünkü; belki de onların öğretenleri yoktu, hatırlatıcıları... herkes her şeyi konuşmazdı, sözün bir ağırlığı vardı; tabii ki mesuliyeti. şimdilerde herkesin konuşması gerektiği öğütleniyor da, konuşanların kirlettiği söz ortamının sisler altında yok olup gitmesine kimse ses çıkarmıyor... öğütün ne anlam taşıdığı ise görmesi gerekenler tarafindan görülmüyor bile... adab mı unutuldu dersiniz; edep mi...
usta olsan ne olacak ki; nasıl olsa, aşk bâki, âşık fani değil mi... zaten yolun sonu da belli; 'bir garip ölmüş diyeler. ”
önce hatıralarimız alındı elimizden, sonra geçmişimiz, daha sonra hayata, dünyaya, ötelere bağlayan 'bağlantı noktalarımız.’ en sonunda ise aşklarımız... şimdi elimizde kalan ise, yalnızca “web pages...” hayırlısı demekle çözülmüyor; hayır için çaba sarf etmeliyiz ki, zamanın güneşe göre yaşanıldığı dönemlerin keyfini bulabildim...
41 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.