Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atalar Mirası Gönül Yarası Türküler

İsmail Bingöl

Atalar Mirası Gönül Yarası Türküler Sözleri ve Alıntıları

Atalar Mirası Gönül Yarası Türküler sözleri ve alıntılarını, Atalar Mirası Gönül Yarası Türküler kitap alıntılarını, Atalar Mirası Gönül Yarası Türküler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yine konumuza dönersek... Bu efsane türküde adı geçen Hüma Kuşu'ndan bir yazısında İskender Pala şu cümlelerle söz ediyor: "Hüma Kuşu'nu biz talih kuşu olarak biliriz. Gölgesi kimin başına düşerse, o kişi devlete erer, bahtı açılırmış. Yeşil kanatlı, sarı gagalı, boz saksağanı andırır bir kuş olduğuna dair rivayetler vardır. Kemikle beslenir ve başkasına zarar vermeyen hiçbir canlıyı incitmez. Eski Türklerde hümanın adı 'umay'dır. Oğuz hakanının ongunu (tılsımlı totemi, uğurlu kuşu) olarak bilinir. Kadının ve ananın değerine istinaden saltanata ait bazı eşya hakkında sıfat olarak kullanı- lan hümayun kelimesi de buna dayanır (tuğra-yı hümayun, mühr-i hümayun vs.). Buradaki hümayun, Avrupalıların 'imperial' veya 'royal', Romalıların 'ogüst' kelimelerinin karşılığıdır. Onlarda daha ziyade kartal ile tasvir edilmiştir. Bizdeki hüma inanışı, padişahın başı üzerinde kanatlarının devamlı gölge yapması, dolayısıyla da halkı koruyup kollayarak onların mutluluğunu sağlaması biçiminde yorumlanmıştır. Diğer bir ifade ile eğer Osmanlı devletinin bir ongunu bulunsaydı, bu mutlaka hüma olurdu. Tıpkı Selçuklu kartalı gibi."
Bedri Rahmi Eyüboğlu, ''Tezek''
''Hani masallarda Keloğlan, devlerin mağaralarına girer, dev karanlıkta homurdanır: Burnuma insan kokusu geliyor! Halk türkülerini, dinlerken, okurken ben de bağırmak istiyorum: Burnuma insan kokusu geliyor! Eti ile kemiği ile. Ağrıları sızıları, müjdeleri ve naralarıyla insan.''
Sayfa 69 - Ülke Edebiyat, 1. Baskı, 2014Kitabı okudu
Reklam
Yahya Kemal Beyatlı'dan...
''Ufuk, ufuk diyorlar: Nedir ufuk? Bir boşluk nihayet. Ne kadar bakarsan bak, görsen görsen kendini görürsün içinde. Asıl ufuk nedir bilir misiniz? Bir dostla bir masada karşı karşıya oturur, gözleri gözlerinizde konuşursunuz. İşte o dost insandır ufuk.''
Sayfa 47 - Ülke Edebiyat, 1. Baskı, 2014Kitabı okudu
Türkülerimizin ehememiyetine dair...
Bir yâranı, bir arayanı, bir soranı, bir ağlayanı, bir seveni ve sevdalısı, acısını terennüm edeni, acısından çıkanlarla başka acıları tamir edeni yoksa insanın... Ve yüreği hâldan bilmez, gönül dilinden anlamazlarca delik deşik edilmişse... Bir türkü çıkagelir bütün bunların arasından ve halini hatrını sorar, yaralarına derman olur, hemdem olur, yeri gelir can olur, yeri gelir cânân olur ve bir teselli eşliğinde onu yeni türkülerle ve belki de yeni insanlarla buluşturur.
Sayfa 137 - Ülke Edebiyat, 1. Baskı, 2014Kitabı okudu
Ne var ki, bir türküyü dinlerken yüreğiniz size bir şey söylemiyor ya da içinizden ılık ılık bir şeylerin geçtiğini hissedemiyorsanız; ya dinlediğiniz türkü değil ya da siz türkü dinlemenin ne demek olduğunu bilmiyorsunuz.
Sayfa 54 - Ülke Edebiyat, 1. Baskı, 2014Kitabı okudu
"Nerede bir köy türküsü duysam/Şairliğimden utanırım" diyen Bedri Rahmi Eyüboğlu, bir yazısında türkülerde gizlenmiş olan bu insan kokusu için şunları yazıyordu: "Hani masallarda Keloğlan, devlerin mağaralarına girer, dev karanlıkta homurdanır: - Burnuma insan kokusu geliyor! Halk türkülerini dinlerken, okurken ben de bağırmak istiyorum: - Burnuma insan kokusu geliyor! Eti ile kemiği ile. Ağrıları sızıları, müjdeleri ve naralarıyla insan."
Reklam
Yerli yersiz iç çekişler... Bir türkü duyduğunda oflayıp puflamalar ve arada bir elini kulağına atıp yürekten kopup gelen feryatla bir türkü tutturmalar.. Bütün bunlar... Hepsi ama hepsi. Anlatılamayan, sır olarak saklanmaya çalışılan kara sevdanın nişanesidirler... Yalnız aynı yollardan geçmiş, aynı çileleri çekmiş ve zamanında aynı acılara müptela olmuşlar tahmin ederler ki, bir güzelin vurgunudur kişi... Onun dudağından bununla ilgili hiçbir şey dökülmemiş olmasına rağmen..