Atatürk

Andrew Mango

En Eski Atatürk Sözleri ve Alıntıları

En Eski Atatürk sözleri ve alıntılarını, en eski Atatürk kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne olursa olsun ideoloji, resmi atamalar, iltimaslar ve zenginleşme fırsatları ka­dar önemli sayılmazlardı. Siyasetçiler bu amaçlar için mücadele eder­ken, görüşlerini de değiştirdiler.
“Gelibolu yarımadasının güney ucundaki Seddülbahir’de, Mehmet adlı bir çavuş, tüfeği kilitlenince elindeki taşla bir İngiliz denizcisine saldırarak ülke çapında ün kazandı. Mustafa Kemal bu olayın yayınlanmasına yardımcı olarak günümüze dek Türk askerleri için kullanılan ‘Mehmetçik’ adının doğmasını sağladı.”
Reklam
"Falih Rıfkı'nın tanımına göre Mustafa Kemal sarı saçlı, düzgün üniformalı, delici gururlu bakışları olan genç bir subaydı. Çok az konuşuyordu, ama sahip olduğu rütbeden daha önemli bir yer işgal ettiği belliydi."
Osmanlı
Osmanlı devletinin kuruluş ilkelerinde Müslümanlık, hanedanlık ve ortaçağ yapısı vardı. Devlet, şeriat denilen İslam hukuku, kanun adı verilen hükümdar buyruklan ve örf denilen geleneklerle yönetiliyor ve bazen günlük gereksinimleri karşılamak için bunlar mantık dışına kadar genişletiliyordu. Bu yasalar gereğince Müslüman olmayanlar İslam kanunlarını kabul ettikleri takdirde korunuyorlar ve topluluk yaşamlarını sürdürebiliyorlardı
Sayfa 8 - Sabah KitaplarıKitabı okuyacak
Yeniliklere karşı dikilen bir duvar..
Sonuçta devletin resmi ideolojisi yeniliklerin karşısına dikilen bir engeldi. Tutuculuk yalnızca hükümet etme kuramlanyla sınırlı değildi. Hipokrat tıbbı, Batlamyus'un astronomi ve coğrafya bilgileri ve diğer Ortaçağ bilimleri, batı Avrupa'da çoktan rafa kaldırıImış olduğu halde Osmanlı devletinde çok uzun süre varlığını sürdürdü...
Sayfa 8 - Sabah KitaplarıKitabı okuyacak
Türkiye Rönesans'ı Yaşamadı..
Yöneten zihniyet gerçi günlük olaylarda pragmatikti ama gönderileri daima Ortaçağa dönüktü. Günümüzde Türk düşünürlerinin söylemekten hoşlandığı gibi, Türkiye Rönesans'ı yaşamadı..
Sayfa 9 - Sabah KitaplarıKitabı okuyacak
Reklam
Avrupa kıtasında Osmanlıların elinde kalan topraklar Adriyatik kıyılanndan Türk boğazlarına kadar geniş bir şerit halinde uzamyor, Arnavutluk, Makedonya ve Trakya'yı kapsıyordu. Asya'da ise 1878 yılında Ruslara terk edilen kuzeydoğu köşesi dışında Anadolu Ile Arap toprakları elde kalmıştı. Mısır kuramsal olarak Osmanlı yönetimi altındaydı ama 19. yüzyılın başında Mehmet Ali hanedam kurulunca padişahların etkisi kalmamıştı. Yine de Trablusgarp ve Bingazi'den oluşan Libya, doğrudan ya da yerel aşiret Reisleri aracılığıyla Osmanlılar tarafından yönetilmekteydi.
Sayfa 13 - Sabah KitaplarıKitabı okuyacak
Şevket Süreyya Aydemir
Doğuşum 1897 Türk-Yunan harbi sırasına rastlamış. Zaten o yıllar hiç de sükun yıllan değildi. O yıllar kanlı, muammalı bir asra gebeydi... Bizim mahallemiz bir göçmen mahallesiydi. Kırım'dan, Dobruca' dan, Tuna kıyılarından, zaman zaman harpler, katliamlar içinden kopup gelen göçmen sellerinin artıkları, yüz elli, iki yüz yıldan beri hemen daima yenilen ordular, daima gerileyen sınırlarla beraber adım adım çekilerek buralara kadar sün1lmüşlerdi. .. Bizim göçmen mahallemizin her biri bir başka yerden göçüp gelen her ailesinin, konup göçtüğü yerlere ait ayrı bir hikayesi vardı. Sınırların ötesinden sızan yeni göçmenlerle mahallenin halkı gün geçtikçe artardı. Bu yeni gelenler yuvalarını, topraklarını doğdukları yerlerde bıraktıktan sonra, zahire, kap kaçak, yorgan döşek namına ne alabilirlerse iri öküzlerin çektiği ağır arabalara atarlar, yollara dökülürlerdi. Kadınlarla çocuklar bu yüklerin üstüne bindirilirdi.. Bu perişan kafileler, eski istila ordularının Balkanlar'da, Tuna'da ve daha ötede yerleşip, köy, şehir, kale kuran eski fatihlerin geri dönen artıklarıydı...
Sayfa 13 - Sabah KitaplarıKitabı okuyacak
Uygu­lamada Fransız Devrimiyle ortaya çıkan milliyetçilik ideolojisi varo­lan devletleri ve toplumları bölmeye başladı.
Sayfa 7
Osman Beyin sınırlarının doğusunda, Küçük Asya'nın orta yaylala­rı 1071 yılında Malazgirt savaşında Bizanslılan yenilgiye uğratan Selçuk Türklerinin elindeydi. Ellerine geçirdikleri topraklara öncele­ri Rum/Romalı adını verdiler ve daha sonra Rumeli adı Osmanlıların Avrupa'da fethettikleri yerlere verilip, Küçük Asya için Yunanca­da doğu anlamına gelen Anatole sözcüğünden türetilen Anadolu adı kullanılmaya başlandı.
Sayfa 8
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.