Atatürk Kimdir? Atatürk'ün İnkilapçılığı 5

Ahmet Bekir Palazoğlu

Atatürk Kimdir? Atatürk'ün İnkilapçılığı 5 Sözleri ve Alıntıları

Atatürk Kimdir? Atatürk'ün İnkilapçılığı 5 sözleri ve alıntılarını, Atatürk Kimdir? Atatürk'ün İnkilapçılığı 5 kitap alıntılarını, Atatürk Kimdir? Atatürk'ün İnkilapçılığı 5 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiç unutmam; eski Afgan Kralı Amanullah Han, memleketimize yaptığı bir ziyaretten avdetinde, buradan aldığı ilhamla, yeniliklere doğru bazı teşebbüslere girişmiş, bu arada kadın kıyafeti hakkında da bir kanun çıkartmıştı; bu hadiseyi Atatürk'e arz ettiğim zaman çok müteessir olmuş: -Eyvah! Adam gitti demektir; ben kendisine ısrarla bu mevzua girmemesini tavsiye etmiştim, çok yazık oldu, demişti. Ve biraz sonra Kralın taç ve tahtını terk ederek memleketinden kaçmaya mecbur olduğu görülmüştü.
Sayfa 239 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
Reisicumhur Hazretleri Rize'den müfarakat ederken (ayrılırken), bir hoca heyeti halk muvacehesinde (önünde) bir istida (dilekçe) ile müşarünileyh (Gazi Mustafa Kemal) Hazretlerine müracaat ederek kapattırılan medreselerin tekrar küşadını (açılmasını) rica ettiler. Gazi Paşa Hazretleri, memleketin, milletin felâketi esbabının ne olduğunu kısaca ihtar buyurdular ve ezcümle (özetle) şu sözleri söylediler: -Mektep istemiyorsunuz. Halbuki millet onu istiyor. Bırakınız artık bu zavallı millet, bu evlâdı memleket yetişsin! Medreseler açılmayacaktır. Millete mektep lâzımdır! Gazi Hazretlerinin yüksek sesle verdikleri bu kati cevap bütün halk ve mektep talebeleri tarafından "Bravo!" sedaları ve heyecanlı alkışlarla karşılandı.
Sayfa 189 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Milletimizin inkılâbına muhalefet eden (karşı çıkan) ve kendini din irşadıyla (aydınlatmasıyla) mükellef (sorumlu) telâkki eyleyen (sayan) bir sınıf var, bu sınıfa karşı ne gibi tedabir (önlemler) alınmıştır?" Bu suale Paşa Hazretleri yeniden ayağa kalkarak âtideki (aşağıdaki) cevabı verdiler: -… Eğer onlara karşı benim şahsımdan bir şey anlamak isterlerse derim ki, ben, şahsen onların düşmanıyım. Onların menfi istikamette (yönde) atacakları bir hatve (adım) yalnız benim şahsî ima- nıma değil, yalnız benim gayeme değil, o adım benim milletimin hayatıyla alâkadar, o adım milletimin hayatına karşı bir kasıt, o adım milletimin kalbine havale edilmiş zehirli bir hançerdir. Benim ve benimle hemfikir arkadaşlarımın yapacağı şey, mutlaka ve mutlaka o adımı atanı tepelemektir (alkışlar). Şüphe yok ki arkadaşlar, millet birçok fedakarlık, birçok kan pahasına en nihayet elde ettiği umdei hayatiyesiyene (hayatí ilkelerine) kimseyi tecavüz ettirmeyecektir. Bugünkü hükûmetin, meclisin, kanunların, Teşkilat-ı Esasiye'nin (anayasanın) mahiyeti ve hikmeti (nedeni) hep bundan ibarettir. Sizlere bunun da fevkinde (üstünde) bir söz söyleyeyim, farzımuhal (olmayacak şey ama) eğer bunu temin edecek kanunlar olmasa, bunu temin edecek meclis olmasa, öyle menfi adım atanlar karşısında herkes çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam, onları yine tepeler ve yine öldürürüm (şiddetli alkışlar)."
Sayfa 144 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
"İKİ SİSTEM VAR..."
Gazi, Millet Meclisindeki büyük riyaset odasını ara sıra serbest dershane şekline kordu. O zaman kapı açık bırakılır, geçenleri ya kendi çağırtır, yahut geçenler kendiliğinden içeri girerdi. Ortaya meseleler atar, musahabeler yapar, konuşur, konuşturur; hep tatlı saatler geçirirdik. Bu celseler bilhassa büyük zaferle Meclisin feshi, yani 1922 Eylülüyle 1923 Nisanı arasındaki zaman zarfında, kendisi Ankara'da bulundukça sık sık tekerrür ederdi (tekrarlanırdı). Neden sonra anladık. Oradaki konuşmalar meğer ileride yapılacak inkılâpların tohumlarını saklıyormuş. Bu celselerden birinde şu meseleyi ortaya koymuştu: -Türkiye'yi tedrici (derece derece) mi ilerletmeli, anİ olarak mı? -İki sistem var, diyordu, biri malüm, büyük Fransız İhtilâlindeki tarz: Rejimler değişecek, ihtilâllere karşı mukabil ihtilâller yapılacak. Sağ solu tepeler, sol sağı süpürürken bir de bakılacak ki bir buçuk asırlık zaman geçmiş. Ve bunun arkasından sorardı: -Bu milletin damarlarında o kadar bol kan ve önünde o kadar geniş zaman var mı? İnkılâplardan evvel uzun uzun zihinleri hazırlamak… Hayır, önce ideoloji sonra fiil yerine önce fiil, sonra ideoloji.
Sayfa 125 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
-Vali Bey, Vali Bey! diyor. Bu memleketi hürriyet ve istiklâline kavuşturacak en âcil ve cezrî (köklü) tedbir, Anadolu'nun bağrında millî bir hükümet kurmaktır. Bu işe hemen burada başlayabiliriz!…
Sayfa 87 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
Hareket Ordusu Hadımköyü'nde toplandığı zaman Mustafa Kemal Bey, Meclis-i Mebusan Reisi Ahmet Rıza Beyle İttihat ve Terakki Cemiyetinin ileri gelen bazı zevatını Yeşilköy'e davet etmiş ve orada yapılan bir toplantıda, Ordu İstanbul'a girdikten sonra Osmanlı hanedanının idaresine nihayet verilmesini ve Cumhuriyet ilân olunmasını ileri sürmüş. Bu teklifi o zaman kabul olunduğu halde bilâhare Ordu İstanbul'a girince reddolunmuş. O da Cemiyetle alâkasını kesmiş.
Sayfa 64 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
Reklam
-Bir gün gelecek, dedi, ben, hayal zannettiğiniz bütün bu inkılâpları başaracağım. Mensup olduğum millet, bana inanacaktır. Düşündüklerim, hiçbir demagoji mahsulü değildir. Bu millet, gerçeği görünce, arkasından tereddütsüz yürür. Dava uğrunda ölmesini bilir. Saltanat yıkılmalıdır. Devlet yapısı, mütecanis (tek) bir unsura dayanmalıdır. Din ve devlet, birbirinden ayrılmalı, doğu medeniyetinden benliğimizi sıyırarak batı medeniyetine aktarılmalıyız. Kadın ve erkek arasındaki farklar silinerek, yeni bir sosyal nizam kurmalıyız. Batı medeniyetine girebilmemize engel olan yazıyı atarak, Latin kökünden bir alfabe seçmeli, kılık-kıyafetimize kadar, her şeyimizde batılılara uymalıyız. Emin olunuz ki, bunların hepsi, bir gün olacaktır."
Sayfa 54 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
Geri19
97 öğeden 91 ile 97 arasındakiler gösteriliyor.