Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Atatürk'ü Mutlu Eden ve Üzen Anılar

Yurdakul Yurdakul

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Münasebet düştükçe tekrar ediyorum; bütün bu dertlerin, bütün bu ihtiyaçların giderilmesi, her şeyden evvel, pek başka şartlar altında yetişmiş; bilgili, geniş düşünceli, azim, feragat ve ihtisas sahibi adam meselesidir, sonra da zaman ve imkan meselesi...Bu itibarla evvela kafaları ve vicdanları köhne, geri uyuşturucu fikir ve inançlardan temizleyeceksin, işlerinin ehli, idealist ve enerjik insanlardan oluşan, muntazam, her parçası yerli yerinde, modern bir devlet makinesi kuracaksın, sonra bu makine halkın başında ve halkla beraber durmadan çalışacak, maddi ve manevi her türlü yetenek ve kaynaklarımızı faaliyete getirecek, işletecek, böylece memleket, ileriye, refaha doğru yol alacak... Başka çaremiz yoktur, ileri milletler seviyesine erişmek işini; bir yılda, beş yılda, hatta bir nesilde tamamlamak imkansızdır. Biz şimdi o yol üzerindeyiz, kafileyi hedefe doğru yürütmek için insan gücünün üstünde, gayret sarf ediyoruz, başka ne yapabiliriz ki... Mustafa Kemal ATATÜRK
"İŞTE BENİM DOĞDUĞUM TARİH!"
Yıl 1932, Marmara Köşkü. Gazi'nin çay daveti var. Ata orada anılarından söz ediyor. Bu arada gençlerin soru yağmuruna da tutuluyordu. Dinlerin toplumlar üzerindeki etkileri nelerdir? Devletin ekonomi politikası nedir? İlk zaferi nerede kazandınız? Tarih kongresi için ne düşünüyorsunuz? Büyük Ata, hepsine kimi uzun kimi kısa yanıtlar veriyordu. O arada yaşlı bir öğretmen şunu sordu: Efendim sizin doğum gününüzü bulamadık. O günde Halkevlerinde bir tören yapmak istiyoruz. Ata bu soruya cevap vermiyor gözlerini toplantıda bulunan Enver Behnan Şapolyo'ya çeviriyor ve soruyor: Ben ne zaman doğdum? 19 Mayıs 1919 Paşam. Evet, işte benim doğduğum tarih!( Enver Behnan Şapolyo 16. 22)
Reklam
(Atatürk) "Bu arada beni en çok üzen şey nedir bilir misin? Halkımızın aklında kökleştirilmiş olan, her şeyi başta bulunandan beklemek alışkanlığı...İşte bu fikirde; herkes büyük bir kadercilik ve rahatlık içinde, bütün iyilikleri bir şahıstan, yani şimdi benden istiyor, benden bekliyor; fakat nihayet ben de bir insanım be birader, kutsal bir kuvvetim yoktur ki..."
Sayfa 128 - TRUVAKitabı okudu
1935 yılının yaz aylarıydı. Amerika'nın ünlü gazetecilerinden Gladys Baker Türkiye'ye; Atatürk'le görüşmeye gelmişti. Atatürk'ü kıskananlar, ona küskün olanlar, onun için "diktatör" diyorlardı, Amerikalı gazeteci bu konuda Atatürk'e ne düşündüğünü sorduğunda, şu yanıtı aldı: Ben diktatör değilim, benim kudretimin olduğunu söylüyorlar. Evet bu doğrudur. İsteyip de yapamayacağım hiç bir şey yoktur. Ancak diktatör, başkalaını zorla kendi iradesine zorla boyun eğdirendir. Bense kimseye zorla birşey yaptırmam, kalpleri kırarak değil, kalpleri kazanarak hükmetmek isterim. ( Şükrü Kaya 18 s. 1 17 s 21)
Sayfa 126 - TRUVAKitabı okudu
Çalışma şekli
Atatürk çalışmalarında; zaman, mekan, hatta imkan şartlarıyla ilgili değildi; nerede, hangi şartlar altında olursa olsun bir vazife karşısında bulundu mu, hiç vakit kaybetmeden, onun icabını yapmaya koyulurdu. Cumhurbaşkanı olduktan sonra ve normal zamanlarda bile, çok kere, kırda, bayırda yere oturarak veya otomobil içinde çalıştığı, evrak tetkik ve imza ettiği olmuştur.
Sayfa 25 - TRUVAKitabı okudu
ATATÜRK'ÜN DİSİPLİNİ
Başladığı bir işi bitirmeden rahat edemezdi; zaruret olmazsa, işini geriye bırakmak adedi değildi; bazen hiç durmadan 30-40 saat çalıştığı olurdu.
Sayfa 24 - TRUVAKitabı okudu
Reklam
ATATÜRK'ÜN DİSİPLİNİ
Atatürk, millet ve memleket namına hemen başarılması icap eden bir vazifeyi ifa sırasında, önüne çıkıp da yenilmesi imkansız gibi görünen güçlüklerden yılmaz, tereddüte düşmez, hiç bir fedakarlıktan çekinmezdi.(Hasan Rıza Soyak 9 s. 50-51)
Sayfa 25 - TRUVAKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.