O'nun ülküsünün sarayı: Türkiye Büyük Millet Meclisi idi. Ve o meclisin kürsüsünün üstünde altınlı çelikten dökme kılıçlar gibi keskin “talik”le yazılmış: “Hâkimiyet milletindir” sözü idi. O, bu “arsa-i alem”de o düşünce ülkesini fethedip milletinin egemenliğini cihana ispat için at oynattı, kılıç oynattı, kalem oynattı, cihanı yerinden oynattı. O'nun bu düşünce sarayından başını çevirip hayran kalacağı başka saray mı olabilirdi!..
Bembeyaz bir ovanın öte ucunda göğün gümüşümsü donukluğu önünde mermer basamaklı bir ehram gibi yükselen Ankara, bakılmaya doyulmaz güzellikte görünürdü.
Milletini kurtarmış muzaffer başkumandan, devletini yeni anayasaya göre millet egemenliği temeli üzerine kurmuş ilk cumhurbaşkanı olarak son hükümdarların sarayına girdi.