Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürk'ün Aşkı Latife

Fatih Bayhan

Atatürk'ün Aşkı Latife Gönderileri

Atatürk'ün Aşkı Latife kitaplarını, Atatürk'ün Aşkı Latife sözleri ve alıntılarını, Atatürk'ün Aşkı Latife yazarlarını, Atatürk'ün Aşkı Latife yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ordular idare ettim, bir kadını idare edemiyorum
Sayfa 305Kitabı okudu
"Gazi, Halide Edip'e dönüp, "Gördün mü Halide, Latife'nin kolyesinde resmim vardı." dedi. Herkesi bir gülme tutmuştu. Halide de gülüyordu. "Paşam, sizin resminiz tüm İzmirli kızların yüreğinde" dedi."
Reklam
Pamuk gibi olduk <3
"Mustafa Kemal Latife’nin gözlerine baktı. “Bu kadar derin bakmayı nereden öğrendiniz “ dedi. Latife biraz utangaç hale bürünerek cevap verdi, “Derin mi bakıyorum, Size hayranım Paşam, o yüzdendir, dedi."
“Millet, önünde yürüyenden alır azmini. Siz kararlılıkla yürüyünce Anadolu da arkanızdan geldi.”
“Bayrak bir milletin onurudur, namusudur. Bir işgal komutanı bunu çiğneyerek bir hata yaptı diye bize de aynı hatayı yapmak düşmez. Lütfen bayrağı kaldırınız. İşgal komutanına vermek için hazır tutunuz,”
Haha Atatürk'ü içki içiyor diye yargılayan kitaba Ata'nın yorumu :)
Mustafâ Kemal, “Şu kitabı getirin bir bakalım” dedi. Tercümesi hemen sofrada yapıldı. Paşa, içkisi ile ilgili söylenenleri hiç umursamadı. “Az bile söylenmiş. Bu kitabı ithal edin, millet görsün sefamızı. Eksiği varsa biz tamamlayalım. Padişahlar gizli gizli yapardı, biz açık açık yapıyoruz,” dedi.
Reklam
Arkadaşlar,” dedi Gazi, “hazır olun yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz!”
Paşam bitmemişler onların torunları hâlâ konuşuyor.
Arkadaşlar, bakın benim Latife Hanım’la beraber yaptığım bu geziler bazı dindar geçinenleri rahatsız etmiş olacak ki bunun dinen caiz olmadığını yayıyorlarmış. Şimdi burada siz de duydunuz. Benim bu gezilerimde eşimin yanımda olmasının dine bir maniası var mıdır?” diye tekrar sordu. Heyette bulunanlar hep bir ağızdan konuşur gibi; “Hayır Paşam, haşa.” dediler.
Osmanlı geleneğinde evin hanımı eşine asla ismiyle hitap etmezdi. Eşi kim olursa olsun, Paşa, bey, asker, nefer, köylü... Kimseye eşi tarafından “ismiyle” hitap edildiği görülmezdi. Çünkü bir kadının eşine ismiyle hitap etmesi “çirkin” addolunurdu. Bir beyefendi de eşinden bahsederken sadece ismini kullanmaz, hanım, hanımefendi veya sultan ifadelerini de kullanabilirdi.
Sayfa 159
Seneler evvel ki kanın mikroplarını temizliyoruz hala Paşam?
Ekonomik kalkınmayı milli bir kalkınmaya dönüştürmemiz gerekir. Ama ortada milli denilecek bir sanayimiz yok. Baksana kullandığımız silahlar, mermiler ya Alman, ya Amerika malı. Makine desen hiçbir şey yok. Anadolu her alanda bitik durumda. Halk cahil, çiftçi perişan, bu azınlıklar savaş döneminde bize ihanet ettiler ama Osmanlı’nın en zenginleri arasında bunlar vardı. Halkımız ya savaştaydı yahut uzak cephelerde. Ya bunlar? Ticarede uğraşıp voleyi vurdular, hepsi birer tüccar.
Reklam
Bedelli askerlik yapipta Gaziyi atıp tutmaya benzemez bu.
Oysa Mustafâ Kemal, kaç gece cephede konaklamış, yastık yerine kuru kütüklere sırtını yaslayarak gecelemişti.
Atatürk' ün sığ tarihçilere verdiği yanıt olsa gerek.
Ben kimseyi zorla Millî Meclise davet etmedim. Herkes kararında hürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatıyla, buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafâ Kemal, mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağı alır, bu şekilde Elmadağı’na çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı müdafaa ederim. Kurşunlarım bitince bu âciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunlarıyla yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna ant içtim.”
As bayraklari as diyecem ama hiç inmedi ki..
Nihayet 23 Nisan 1920’de Cuma günü ilk Meclis büyük bir umutla, dualar, kurbanlar kesilerek kurulur.
Sayfa 40
Kendi kaleminden Nutuk okunmalı en başta.
Bugün mesele Mustafa Kemal’i saymak ya da körü körüne sevmek değil, onu anlayabilmektir. Onu bugünün şanlarında yargılayarak değil de, o günlerin penceresinden değerlendirebilmek için zamana bir noktalı virgül koymaya ihtiyaç var. Bu da ancak, Mustafa Kemal’in düşünce dünyasının temellerini atarak ona yön veren duygu dünyasını kavramakla başarılabilir.
Evlendiğin insan normal bir hayat süren,sabah işine gidip akşam evine gelen birisi değil.
Sayfa 207Kitabı okudu
192 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.