‘’Dediğin gibi, insan çok dayanıklı bir yaratıktır. ‘’Allah, insana dayandığı kadar acı vermesin’’ sözü de ne kadar doğrudur ve insanın nelere katlandığını gösterir.’’
‘’Polatlı civarındaki iki Alman turistine yapılan canavarlığı tabii okudun. Doğrusunu istersen, bu olayda milli bir utanç ve rezalet var. Bu utanç ancak bu iki canavarın halk tarafından linç edilmesiyle temizlenebilir ama o haysiyet, o şuur, o gayret nerede? Bu iradeyi Hitit sürüsünden mi bekleyeceğiz? Almanlar, Almanya’daki 30.000 Türk işçisini bir anda kovsalar yere göğe kadar hakları var.Mebus olsaydım bu iki Alman’ın ailelerine maddi tazminat vermek için kanun teklif ederdim ama bizim mebuslar parti dalaşmaları arasında bilmem böyle bir işe vakit bulabilirler mi?
‘’Zarfın üstündeki damga 22 olduğuna göre üç günde gelmiş. Atom çağına göre iyi bir hız. Bir haftada da gelebilir ve Türkiye 5 yıllık kalkınma gücünden hiçbir şey kaybetmezdi.’’
‘’Benim Türkçülüğüm,yarın için bir Türkçülüktür. Şimdi yarından daha sonrası için Türkçülük yapacağım. Evvelce de söylediğim gibi, artık benim için kendi fikirlerimden aziz hiçbir fikir yoktur. Yalnız kendi fikirlerimle müdafaamı yapacağım. Bağdaşmak, uzlaşmak, anlaşmak, uyuşmak artık bitti. Irkçılık-Turancılık tefrikasında kendi reklamını yaptığımı iddia edenlerle aynı safta bulunmak bana zillet gelir. Ne yapalım, ben bu kadarım. Ben milli dava uğrunda iktidarımda olanı yaptım, çekebileceğim çileyi çektim. İstikbalimi teptim ve sıhhatimi kaybederek hiçbir işe yaramaz hale geldim. Bunun için mükafat beklemiyordum ama bu kadar kötü kalplilik ve nankörlükte beklemiyordum.’’
Yine sansürden muzdaribim. Mektuplar Atsız Ata'nın her zamanki dik duruşu, taviz vermeyişinin temsili gibi. Hiç eğilip bükülmeyen, adam kavramını üstüne adeta bir ceket gibi giymiş birisi. Öyle ki mektuplar çok samimi, arkadaşlarına yaptığı şakalar çok hoşuma gitti. Manevi torununa olan sevgisi göz yaşarttı. Kitaplardan ve mektuplardan yola çıkarak Atsız'ın özel hayatını şu cümleyle özetleyebiliriz ;
‘’Yalnızlık falan filan hep dert ama yine de memleket kaygısı başka dert oluyor.’’