Attila ve Hunlar
Gyula NémethAttila ve Hunlar Gönderileri
Attila ve Hunlar kitaplarını, Attila ve Hunlar sözleri ve alıntılarını, Attila ve Hunlar yazarlarını, Attila ve Hunlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Attila Efsanesi
Attila efsaneleri sadece Macaristan'da olumlu özellikler taşırlar.
Sayfa 237 - Kömen Yayınları
Bozkırlılara Karşı Nefret
Yerleşik halklar tarımla uğraşan köylüler kent sakinleri hiçbir zaman için hayvancılıkla uğraşan step halklarını sevmemişlerdir
Sayfa 93 - Kömen
Hunların Sırrı Nerede?
Hunlardan bekleyebileceğimiz sadece mezarlardan ve her şeyi olduğu gibi koruyan çöllerden alacağımız bilgilerdir
Sayfa 43 - Kömen Yayınları
Macar halkı hiçbir zaman Attila'yı Batı'nın nefret duygularıyla değerlendirmedi. Bunun nedeni sadece akrabalık bilinci ve kendini tarihi olarak onların bir mirasçısı olarak görmeleri değildir. Bunun asıl nedeni; Hunları, Macarları ve Doğudan gelen bütün Türki step halklarını birleştiren yapısal özdeşliktir.
Sayfa 239Kitabı okudu
İtalyanlar Tarkan'ı izlesin :D
Bir yüzyıl sonra ise Attila'nın köpek soyundan geldiği üzerine biri bir roman yazar ve böylece Attila'nın köpek soyundan geldiği efsanesi İtalyan halkının bilincine iyice kazınmış olur.
Sayfa 188Kitabı okudu
İşte Dante de bu nedenle Attila'ya kanlı despotlar arasında, cehennemin yedinci katına layık görür. Şair, vatandaşlarını şöyle tanımlar: "Kentlerini Attila'dan geri kalan kentler üzerine kurdular."
Sayfa 183Kitabı okudu
Fransız halkının hafızasında Attila barbarlığın tarihi sembolü, insanlık dışı bir örneği olarak yaşar. Okul eğitiminden itibaren başlayıp, Fransız insanı; Hunların çirkin ve Moğol suratlı; kan dökmekten zevk alan; sadist bir duyguyla yok etmeyi seven, yakan, yıkan ve öldüren; en büyük besin kaynağı olan çiğ eti atının terkisinde yumuşatıp yiyen bir göçebe halk olduğunu öğrenerek büyür.
Sayfa 181 - Yakışıklı Hunlar da var :DKitabı okudu
"Ego sum Attila, rex Hunorum, flagellum Dei"
Sayfa 177Kitabı okudu
Hunlar tarih sahnesine ilk çıktıkları anlarda dehşet saçan bir üne sahiptiler; kıyamet alametleri olarak değerlendiriliyorlar, dünyanın sonuna dair duyulan korkuyu temsil ediyorlardı. At sırtında bir görünüp bir yok olan halk, iblisin temsilcisi olarak görülüyordu.
Sayfa 154Kitabı okudu
408'de süren Hun savaşları sırasında magister militum per Thracias Uldin'e barış önerince Uldin ufukta henüz yükselen güneşi göstererek şöyle demişti: "Şu güneşi görüyor musunuz? Eğer istersem bu güneşin ışınlarının ulaştığı her yeri zaptedebilirim!"
Sayfa 121Kitabı okudu
Macarlar Hunların torunları, aynı zamanda Macarlar Başkırların da torunları ve öte yandan Başkırlar ise Hiung-nuların torunları.
Batılı tarihçiler gibi Çin tarihçileri de eski barbar halkların adını yeni halklara veriyorlardı. Bunun en iyi örneği T'u-kiülerin bazen Hiung-lar olarak da adlandırılmalarıydı.
Sayfa 11Kitabı okudu
XVIII. Yüzyılın ortalarında, bilim dünyasının dikkati, o zamana kadar üzerinde hiç durulmayan Çin kaynaklarına yönelmeye başladı. Deguignes adındaki bir sinolog birkaç ciltlik bir eserinde eski Çin edebiyatının Orta Asya'nın göçebe halklarını konu alan olağanüstü zengin tarihini ele aldı ve tanıttı.
Sayfa 5Kitabı okudu