Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Auschwitz'de Düğün

Eric Hacki

Auschwitz'de Düğün Gönderileri

Auschwitz'de Düğün kitaplarını, Auschwitz'de Düğün sözleri ve alıntılarını, Auschwitz'de Düğün yazarlarını, Auschwitz'de Düğün yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
176 syf.
·
Puan vermedi
·
17 saatte okudu
Tarıhı romanları severmısıniz, ben severım merakla okurum, ilk
Auschwitz Kütüphanecisi
Auschwitz Kütüphanecisi
ve
Auschwitz Dövmecisi
Auschwitz Dövmecisi
, derken bu kampa daır kıtaplığımdaki tüm kıtapları okudum, hepsının ortak özelliği acı, zulüm insanlık dışı görülen eziyet içinde yasamış oln kişilerin bıze yansıttıkları, yada onların ruh halleri Elbette çok üzücü Kımse bu zülmü hak etmiyor, hang din ırka mensup olsada.. ispanya'da General Franco'ya karşı savaşan Viyanalı komünist Rudi Friemel, burada İspanyol Marga Ferrer'le tanışır. İlerleyen olaylar sonunda Auschwitz'teki toplama kampına düşen Friemel, burada 18 Mart 1944'te Marga'yla nikâhlanır. Ve Friemel aynı yıl burada idam edilir.
Eric Hacki
Eric Hacki
l burada da yaşanmış bir hikâyeden hareket ederek olguyla kurguyu birbirinin içine katar ve aslında her olayın çok daha karmaşık bir bütünün ufak bir parçası olduğunu okura doğrudan hissettirir. İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasındaki siyasal ve sosyal ortamı çarpıcı biçimde tahlil etmekte üstün bir başarı gösteren Hackl'ın bu belgesel romanı, hem bir edebi eser, hem de bu dönemle ilgili bir hesaplaşma niteliğini taşıyor. belgesel roman, karakterlerin sık aralıklarla söz almaları sayesinde hızla akıp giden bir tempo yakalar. Ve başlangıçtaki söz karmaşası yavaş yavaş resmin bütününü ortaya koyar.
Auschwitz'de Düğün
Auschwitz'de Düğün
Hiç mi kalbin, vicdanın yok senin, be adam! Ve kurtarılan adam yeniden ve son kez şöyle cevap verdi: Auschwitz'ten kurtulan birinin kalbi sonsuza dek nasır tutar. ( S:170)
Auschwitz'de Düğün
Auschwitz'de Düğün
Auschwitz'de Düğün
Auschwitz'de DüğünEric Hacki · Agora Kitaplığı · 200714 okunma
Hiç mi kalbin, vicdanın yok senin, be adam! Ve kurtarılan adam yeniden ve son kez şöyle cevap verdi: Auschwitz'ten kurtulan birinin kalbi sonsuza dek nasır tutar.
Sayfa 170 - Agora kitaplık Kasım 2007Kitabı okudu
Reklam
Bir şeyi söylemeyi unuttum: Eski püskü gömlek ve pantolonları vardı, bir tek Rudi'ninki öyle değildi. Kar n ­ pm en yaşlısı olan Heinz Dürmayer, Rudi'nin nikah tö­ reni sırasında giydiği gömleği tecrit hücresine getirtebil­ mişti. Rudi'nin son arzusu bu muydu, bilmiyorum. Bil­ diğim tek şey onun, güllerle işlenmiş nikah gömleğiyle asıldığıdır. Onun İspanyol karısı bundan hiç haberdar olmadı.
Sayfa 164 - Agora kitaplık Kasım 2007Kitabı okudu
Başlangıçta şu fikir pek cazip gelmişti bize: Bir SS üni­ forması çalınacak, ben onu giyeceğim ve sahte bir geçiş belgesiyle Burger ve Raynoch adındaki mahkumları kamptan dışarıya çıkaracağım. Gün içinde görev yerleri­ ne dönen büyük posta zincirinden saklanmak amacıyla eski bir hububat ambarının asansör boşluğunda gizlene­ cektik. Bir firar hadisesi vuku bulduğunda söz konusu posta zinciri üç gece boyunca nöbette bırakılıyordu.
Sayfa 127 - Agora kitaplık Kasım 2007Kitabı okudu
Üzerime giyecek tek bir şeyim yoktu ve iyi niyetli ba­ yan Vesely, onu asla unutar n ar n , aldı beni götürdü arkada­ şının yanına, bir terziydi, tehcire tabi olmuş kocasını çok ama çok özlüyordu terzi hanım. Minnacık odasında bir yatak duruyordu, tek bir hareketle yatağı dolap haline ge­ tirebiliyordun, hayatımda ilk kez böyle bir şey görmüş­tüm. İşte
Sayfa 114 - Agora kitaplık Kasım 2007Kitabı okudu
Rudi Friemel evlenecekti. Söylecek söz bulamıyordum. Evet, evlenecek, bir İspanyolla, zaten bir çocukları da var. Toplama kampında evlenmek ha? Herkesin öldüğü yerde? Hem de Blok 24'te, yani mektupla yapılan bir nikah de­ ğil, karısı bu olay için kalkıp buraya gelecekmiş, gerçek bir nikah memuru işlemleri yürütecekmiş ve kadın bizimle burada kampta tam bir gün geçirecekmiş ve böylece çocu­ ğun resmi bir babası olacakmış.
Sayfa 100 - Agora kitaplık Kasım 2007Kitabı okudu
Reklam
Haydi, çabuk, kımıldayın biraz! diye bağrıyordu SS er­ leri, Rudi'nin varışından on altı ay sonra trenlerin burada­ ki istasyonuna varınca. Ortalık kapkaranlıktı, gecenin kö­ rüydü, karartma uygulanıyordu. Koşar adımlarla kampa doğr u sürdüler bizi. Burada duvarların dışındaki bekleme binasına kapatıldık O sıralar bu binanın inşaatı henüz bit­ memişti. Şafak sökünce ana giriş kapısından içeriye yürüt­ tüler bizi. Bir bina blokuna soktular, yıkandık, traş olduk, kaydımızı aldılar. Elbiselerimizi elimizde taşıyorduk, aya­ ğımızda tahta takunyalar vardı.
Sayfa 70 - Agora kitaplık Kasım 2007Kitabı okudu
Annem ileri gelen bir sosyalistin kızıydı; babam başlar­ da anarşistti, sonra komünist olmuştu. Hamur u muz epey kaliteliydi, yani. İlk toplantıma katıldığımda henüz on dört yaşındaydım. 1931 ya da 1932'deydi. Galiba 32'de, Ocak 1932. O zamanlar işçi liderleri sınıf mücadelesini ilan eder­ ken çok başka bir yol izliyorlardı. Çok daha zecri, ama bi­ raz da safdiL Burjuvaziye yükleniyor, onları yok etmeye uğraşıyorlardı. Diyorlardı ki, burjuvayı şapkasından tanır­dınız (babamın şapka giydiğini gördüğümde dehşete düş­müştüm), Bastonundan tanırdınız (bir kez daha dehşete düşmüştüm, çünkü babamın hastonu da vardı), kravatın­dan tanırdınız. (ve eyvah! onun kravayı da da vardı). Diyorlar­ dı ki, burjuvazi emekçilerin kanını emiyor. Felç olmuş gibiydim, tastamam felç olmuştum. Ağzımı açıp tek söz ede­ memiştim. Kimsenin suratma bakmaya cesaret edemiyor, tir tir titriyordum; bakın hele, burada bir kan emicinin kızı oturuyor, gebertin onu, demelerinden korkuyordum...
Sayfa 22 - Agora kitaplık Kasım 2007Kitabı okudu
"O benim babamdı. Ama onu pek tanımıyorum. Ak­lımda kalmış birkaç hatırası da soldu gitti. Şuralarda bir yerlerde bir ayakkabı kutusu olması lazım, dedemden mi­ras. İçinde mektuplar ve fotoğraflar var. Gerçi fazla değil; şöyle bir gözucuyla tarayıp görebildiğim kadarıyla. Dede­min ikinci eşi ölmüştü, daireyi boşaltmamız gerekiyordu, apartman yönetimi bizi çok sıkıştırıyordu. Doğr u sunu söylemek gerekirse, şimdiye kadar kutuyu açacak cesare­ti bulamadım daha kendimde."
Sayfa 10 - Agora kitaplık Kasım 2007Kitabı okudu
Auschwitz’ten kurtulan birinin kalbi sonsuza dek nasır tutar.
Sayfa 166 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Reklam
Ben de mücadelenin hep sürdürülmesi gerektiğine inanmıştım, sonunda tek başına kalsan ve elde avuçta hiçbir şey kalmasa bile
Sayfa 149 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Sonu göründüğünde insan kendi geçmişinin uçurumlarına daha derinden bakmaya başlıyor.
Sayfa 127 - Agora KitaplığıKitabı okudu
savaşmayı tercih eden de , ne bileyim !! :Pp
Ya savaşacaksın ya da sevişeceksin. İkisi bir arada olamaz.
Sayfa 122 - Agora KitaplığıKitabı okudu
daha kötüsü; annesi yanında olmayan çocuk..
Çocuğu yanında olmayan bir anneden daha kötüsü olamaz herhalde.
Sayfa 89 - Agora KitaplığıKitabı okudu
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.