Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aydın Üzerine Tezler 1

Yalçın Küçük

En Yeni Aydın Üzerine Tezler 1 Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Aydın Üzerine Tezler 1 sözleri ve alıntılarını, en yeni Aydın Üzerine Tezler 1 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"İnsanlar yaşadıkları çağa karşı miyopturlar. Bugünden dünü görmek, dün dünü görmekten çok kolaydır. Çünkü bugün dün olmayan bir birikim var. Gözleri açar. Bugünün ne olacağını dünden görebilmek ise ayrı bir birikim ve yetenek arar."
Sayfa 90 - Tekin YayıneviKitabı okudu
"Biyolojik insana göz, düşünen insana bakış açısı gerek. Bakış açısı olmadan bakmak, bakmamak demek. Bir araştırıcı eğer, somutun zenginliğinden doğan bir teorik şema olmadan tarihe bakıyorsa, aslında bakmıyor demektir."
Sayfa 56 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Emigre İhtilalciler: İlk Türkler
Lenin, tarihin on yıllarda yazıldığını yazdı. Bu, teker teker ülke tarihleri için böyle olduğu kadar, ülkeler demeti için de böyle. On yıllar, dünyayı sarsıyorlar.
Sayfa 332 - Mızrak YayıncılıkKitabı okudu
Tanzimat Peryodizasyon veya Periodizatsia
Yusuf Akçora, çok güzel soyutluyor: Hamit, Genç Osmanlıları’ın öğrencisidir.
Sayfa 303 - Mızrak YayıncılıkKitabı okudu
Mısır ile Tanzimat
Tanzimat’ın hareket noktası Londra veya Paris değil, Mısır ve Kahire’dir. Osmanlı saltanatına kafa tutan Mehmet Ali’yi, fiilen veya siyaseten, mahvetmek, Tanzimat Fermanı’nı okuyan Reşit Paşa’nın yaşam boyu tutkusu oldu.
Sayfa 187 - Mızrak YayıncılıkKitabı okudu
Yalçın Küçük ile TV Üzerine Söyleşi
Burjuva ideolojisi ile proleter ideolojinin birinin tam egemen olmadığı durumda popülizm bir akım olarak doğuyor.
Sayfa 107 - Mızrak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tanzimat. bir aydın kıtIığının üzerine geldi: Cumhuriyet, bir diğer aydın kıtlığında kuruldu. Paradoks mu? Kesinlikle hayır. Şimdiye kadar sürüp giden, nesnelerin retina üzerine ters yansımasıdır. düzeltilmesi gerekir. Aydın. kesinlikle tarihin motoru değil. Ancak tarihin kesitleri aydınların kafalarında kuruludur. Bu yüzden her düzen değişikliği bu kafaların da değişmesini gerektirir. Değişmeyen kafalar, Mahmut-ı Adli'nin yaptığı gibi, kesilir. Yalnız kesmek işi bitirmek demek değil: tamamlamak icin yeni kafaları yaratmak zorunlu olur. Bu yüzden Tanzimat yeni aydınını yaratmaya çalıştı: Cumhuriyet, kendi aydını nı yaşatmaya çalıştı. Üçüncü Selim ise kendi aydınını koruyamadı, feda etti. Belki de çok yeni olduğundan ve çok güçsüz kaldığından. Nizam-ı Cedid bir nüve idi: bir anlamda istanbul'da hapis. Bir kural olabilmesi için yayılması gerekiyor. Ancak yayılmanın yeniçeri ordusunun sonu olacağını yeniçeri güruhu biliyor. Levend ciftliğinde , Üsküdar'da, Walt Disney'in çadırı türünden varlığına izin verliyor. Böyle bir varlığın devamına imkan yok. Çünkü salt bu sınırlı varlık bile bır tehlike görünümü veriyor.
Gecikmiş ülkelerin aydınları, zaman zaman evrenselliği mantıksız ucuna kadar götürerek, önde giden ülkelerdeki en son yeniliği taklit etmeyi aydın olmanın bir gereği haline sokuyorlar. Aydının evrensel niteliği, bir toplumun teorik sığlığına veya bir ülkenin seçkinlerinin sorumsuzluğuna denk gelince, aydın olmak, patolojik bir transformasyon ile önde gelen ülkelerdeki entelektüel sapkınlıkları bir moda türünden ithal etme alışkanlığı ile özdeşleşiyor.
Sayfa 665 - Tekin Yayınları
Öyleyse aydınlık ve bilgi, evrensellikte yatıyor. Aydın, tarihsel doğuşu ve gelişimi ve ayrıca işlevleri gereği evrensel bir bakışı mutlaka içermek zorunda oluyor. Yalnız bir nokta var: Eşitsiz gelişme yasasının bir realizasyonu olmalı; aydınlık her tarafa eşit olarak dağılmıyor. Uçarı bir kelebek gibi dolaşıyor. Önde olanlar ve gecikmiş olanlar bulunuyor. Gecikmiş olanlar, önde olanlara bakıyorlar.
Sayfa 665 - Tekin Yayınları
“Suavi, daima ön safta bulunmak isteyen adamdır. Hatta ön safta bulunabilmek için müşterek cepheyi yıkabilir. Garip bir narsizmle kendisine hayrandır. Övünmeyi daima sever, lüzum görürse yalandan da çekinmez. Hayatında daima bir şantaj tarafı vardır.” Bunları yazan Ahmet Hamdi Tanpınar, şunları da ekliyor: “Suavi eseriyle değil, karakteriyle izah edilmesi lazım gelen adamdır.” Yeni Osmanlı hareketi içindeki aydınlar arasında ‘halk çocuğu’ olana tek kişinin, aynı zamanda ve aynı araştırmacı tarafından yalancı ve şantajcı olarak nitelendirilmiş olması ne büyük bir yazık! Üstelik aksini kanıtlamak imkansızlık ölçüsünde zor.
Sayfa 653 - Tekin Yayınları
58 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.