Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi

Anthony Gottlieb

Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi Sözleri ve Alıntıları

Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi sözleri ve alıntılarını, Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi kitap alıntılarını, Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hobbes'un siyasal düşüncesi.
"Parçalara ayırmadan otomatik bir saatin veya başka bir kar­maşık cihazın parçalarının ve dişlilerinin işlevlerini anlamak nasıl mümkün değilse.... bir devletin haklarını ve yurttaşlarının ödevlerini incelerken de devleti parçalara ayırmak değil de par­çalarına ayrılmış gibi düşünmek gerekir, yani insan doğasının ne olduğunu doğru şekilde anlamak."
Ben özünde “düşünen bir şeyim”, madde (veya beden) ise özünde uzamlı bir şey, sonucuna varan Descartes, şunu da ekliyordu: Benimle oldukça katışmış bir bedenim var. Fakat yine de, bir yanda sadece düşünen, uzamsız bir şey olarak kendime dair açık ve seçil bir fikrim var; diğer yandaysa sadece uzamlı, düşünmeyen bir şey olarak bedene dair net bir fikrim. Dolayısıyla bedenimden gerçekten ayrı olduğum ve o olmadan var olabileceğim kesin.
Reklam
Locke, Hükümet Üzerine İkinci İncele­me'sinde siyasal birlik
Bir araya gelip bir topluluk oluşturmak üzere bir anlaşma yapan insanlar, siyasi gücün temellerini atıyor, bu güç de onlar adına bir hüküm­dar veya hükumet tarafından kullanılıyordu. Bu yüzden bir hü­kümdarın yetkisi, halkının özgürce girdiği bir tür anlaşmadan geliyordu; ne Tanrı tarafından bahşediliyor ne de kaba kuvvete dayanıyordu yani.
Hobbes'un eşitlik ilkesi
"İnsanlar kendilerini diğerlerinden daha onurlu gördüğü sürece, bir arada barış içinde yaşamaları imkansızdır: dolayısıyla ba­rışın hatırına, doğanın şu yasayı koyduğunu varsaymak duru­mundayız, her insan diğerlerini kendine eşit kabul eder."
Francis Bacon, "herhangi bir şekilde dine dayanan" hikayelerin bilhassa şüpheli olduğunu yazmıştı. Hume da böyle düşünüyordu. Bir kere, dini saikler insanları kolayca normalden daha dikkatsiz davranmaya sevk edebilirdi; inançlı bir insan bir hikayenin yanlış olduğunu bilmesine rağ­men "böylesine kutsal bir davayı desteklemek adına son derece iyi niyetli bir şekilde buna inanmakta ısrarcı" davranabilirdi. Neticede, dini mucizelere dair hikayelerin ürkütücü geçmişi onların aleyhine işliyordu.
Hume
"Yavaş bir şekilde işleyen aklın hatalı tümdengelimlerine emanet edilmesi mümkün değildir; [akıl] bebekliğin ilk yıllarında hiçbir şekilde görülmez ve en iyi ihti­malle de insanın her yaşında ve döneminde hata ve yanlışa son derece açıktır. Zihnin böylesine gerekli bir eylemini, bir içgüdü veya mekanik eğilimle garantiye almak, doğanın alışılagelmiş bilgeliğine çok daha uygundur."
Reklam
56 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.