Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Aynalar Sözleri ve Alıntıları

En Eski Aynalar sözleri ve alıntılarını, en eski Aynalar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kuşkusuz yanlışlık bende...Öyle ya; dünyayı umursamaz gibi, böyle her şeyi hafife alır gibi davranmam olacak iş mi yani?.. Çevre hızla kirlenirken, Afrika'da bebeler ölürken, Bosna'da insanlar kırılıken... Hele hele dışarda bu kalabalık ve acımasız kentin dört bir yanında onca işsiz reklam yazarı varken!..
Ya siz?.. Bencillik dalgalarıyla kabaran bir yalanlar ırmağında yıkandığımızı siz yadsıyabilir misiniz?.. Kimsiniz?.. Nesiniz?.. Kim olursanız olun, ne yaparsanız yapın, hangi dine inanırsanız inanın ya da hiçbirine inanmayın, yalancı ve ikiyüzlüsüz. Bundan kurtulmamızın tek yolu, bunu kabullenmeniz. Hiç beklemediğiniz bir anda karşınıza dikiliverip suratınıza bir ayna tutarak, kendinize bile itiraf etmekten kaçındığınız gerçekleri yüksek sesle söyletmek isterdim sizlere.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Sorunumu abarttığımı, sizi kendime acındırmaya çalıştığımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Duygularımı nerden bileceksiniz? Bütün iyi niyetiniz ve insancıl ilginizle istediğiniz kadar anlamaya çalışın, boşuna!
Sayfa 8
Yeterince güçlü olsaydım bu zorluğun üstesinden gelebilir ve kişiliğimi her koşulda öne çıkarabilirdim, öyle değil mi? Sizin için konuşmak kolay...
Sayfa 9
‘Elif’ gibi ince, ‘be’ gibi güler yüzlüydü.
Sayfa 25
Bu ülke, benzetmemi hoşgörün, yetenek mezarlığı gibi bir yer. Nice eşi bulunmaz kişi çoğu zaman sesini duyuramadan harcanıp gidiyor.
Sayfa 33
Reklam
Ben yaşamın anlamına kafa yormaktan bıktım artık. Sadece yaşamak, kaçırdıklarımı yakalamak istiyorum.
Sayfa 41
Ne var ki içten bir kahkahanın her şeyi değebilecegini anlamayan insanlardı karşımızdakiler.
Sayfa 44
nasılsın sorusuna asla doğru cevabı verememek
Eskiden “Nasılsınız Muharrem Bey?” sorusu ile karşılaştığında Muharrem Bey pek de üstünde durmadan “Sağ olun, iyiyim,” gibilerden kaçamak bir yanıt verirdi. “Sizi sormalı.” Son günlerde ise bu tür sorulara dıştan yine aynı biçimde karşılık vermekle birlikte, içinden kendisinin nasıl olduğunu düşünmeden edemiyordu. Gerçekten nasıl olduğunu onlara söylemek isteseydi, değişik zamanlar için değişik yanıtlar vermesi gerekecekti. Sözgelimi aynaya baktığında yaşlı, emeklilerin gittiği o loş kahvede içine kapanık, kalabalık otobüslerde tedirgin, gürültülü caddelerde ürkek, yokuşu tırmanırken yorgun, yemekte iştahsız, yatağına girdiğinde üzgün ve yalnız olduğunu söylemek zorunda kalacaktı. Ama belki de tek söyleyebileceği sadece bir tek şey vardı, o da çoğunlukla mutsuz olduğuydu.
Sayfa 45
Yaşamın anlamını sorgulamak ya da kendi yaşamı sona erdiğinde geride değerli ve anlamlı izler kalacağını kendini inandırmak gibi çabaların da gün gelip anlamsızlaşmaya başladığını görmüştü.
Sayfa 46
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.