Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Azınlıklar Sorunu

Muzaffer İlhan Erdost

Azınlıklar Sorunu Sözleri ve Alıntıları

Azınlıklar Sorunu sözleri ve alıntılarını, Azınlıklar Sorunu kitap alıntılarını, Azınlıklar Sorunu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, 1993'te gerçekleştirilen Kopenhag zirvesinde, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin AB'ye üye olabilecekleri kararlaştırılmış ve üyelik için yeni kriterler (Kopenhag Kriterleri) belirlenmişti . "Azınlıklara saygı ve azınlıkların korunması"nı da içeren 1993 Kopenhang Kriterleri, üyelik başvurularının kabul edileceğine karar verilen Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri için konan kriterlerdi ; bu kriterlerin, 1987'de tam üyelik başvurusunda bulunan Türkiye'nin üyeliği için de zorunlu olduğu ise, ancak Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin adaylıklarının kabul edildiği , Türkiye'nin ise adaylığa "ehil olduğunun" belirtildiği Lüksemburg zirvesinde açıklanacaktı .
Türkiye'de Etnik Gruplar adıyla yayınlanan Peter Alferd Andrews'in kitabında, Türkiye'de 50'ye yakın etnik grup sayılmakta, ama Avrupa Birliği, azınlık olarak yalnızca KürUeri konu edinmektedir.
Reklam
"Vatan kurtarıcıları", "vatan hainlerini " darağacına çekerken, NATO'nun ve ülkeyi sömürgeleştirmeyi ve köleleştirmeyi amaç edinen NATO'nun ve ABD'nin güdümün.de vatana ihanet ettiler, bu güzel yurdu, içten parçaladılar, şimdi topraklarını parçalayarak bölmek için "azınlık" sorununu gündemimize oturtuyorlar.
Avrupa Konseyinin "Avrupa Anlaşmaları " arasında yer alan "Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşmesi"nin (1 Kasım 1995, ETS no: 157) girişinde, "ulusal azınlıklar ile bu azınlıklardan kişilerin hak ve özgürlüklerinin yasalar çerçevesinde etkin bir biçimde korunması"nın, "devletlerin toprak bütünlüğüne ve ulusal egemenlik haklarına saygı göstereceği" temel ilke olarak yinelenmiş, ve "bu çerçeve sözleşmesinin hiçbir hükmü"nün, "uluslararası hukukun temel ilkelerine ve özellikle de devletin egemenliği, ülkesel bütünlüğü ve siyasi bağımsızlığına aykırı herhangi bir harekette bulunma ya da herhangi bir eylem yapma hakkını tanıyacak biçimde yorumlanamayacağı " (madde: 21) belirlemesine yer verilmiştir.
Ayrıca belirtelim ki , Milletler Cemiyetinin "Wilson İlkeleri" doğrultusunda kurulduğu biliniyor. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olarak 'Thomas Woodrow Wilson, Amerikan Kongresinde (8 Ocak 1918) açıklanan "Wilson ilkeleri " olarak ünlenen "14 Maddelik Barış Programı"nın 14. maddesinde "Kesin sözleşmelere uyarak küçük, büyük bütün devletlere eşit olarak siyaset, istiklal, karşılıklı toprak bütünlüğü garantisi vermek amacıyla milletler arasında bir genel Milletler Cemiyeti kurulması"nı önermiş, Milletler Cemiyeti Misak'ı 10 Ağustos 1920'de Sevr Andlaşmasının birinci bölümü olarak yer almıştı .
Birçoğu sömürge olan, sömürgesi oldukları devletlere bağlı ve bağımlı oldukları gibi, hemen tümünün bünyesinde, etnik, dilsel ve dinsel açıdan azınlık bulunan bu ülkeler, etnik, dilsel ve dinsel ayrılıkları koruması için Türkiye'ye (Osmanlı'ya) imzalattıkları Andlaşma maddeleri, 84 yıl sonra, Türkiye Cumhuriyeti üniversitelerindeki bazı bilim adamları tarafından Türkiye Cumhuriyetinin karşısına konuluyor.
Reklam
Raporun yazarı Baskın Oran, Radikal'de (25 Ekim 2004) yayınlanan konuşmasında, Anayasanın üçüncü maddesinin, yani "Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünemez bir bütündür, dili Türkçedir" ibaresinin, "'Türkiye devleti ülkesiyle bölünmez bir bütündür. Resmi dili Türkçedir" biçiminde değiştirilmesi gerektiğini öne sürerek, ekliyor: "Devletin dilinin Türkçe olduğunu söylemek, 'Türkçeden başka dil konuşulamaz' anlamına gelir. " Resmi dil Türkçedir"in, [Devletin] "Dili Türkçedir" biçiminde değiştirilmiş olmasından, "Türkçeden başka dil konuşulamaz" anlamını çıkarmak, oldukça "anlamsız" bir vargıdır.
ABD yönetimi, Kürtler için "ulusal azınlık" sorununu, Berlin duvarının yıkılmasına öngelen ve Sovyetler Birliği'nin "merkezi otoritesi"ni dağıtarak, Birliğin çözüşme sürecine gireceği bir dönemde açığa vurmuştu.
Çekiç Güç'ün derin misyonunu bilenler, ABD'nin komutasında gerçekleştirilecek Irak savaşının değiştireceği haritanın, yeni bir Sevr haritası olacağını, yani kendi gövdemizin Uğur gibi ikiye biçileceğini göremiyorlar. (Muzaffer İlhan Erdost, Türkiye 'nin Kararan Fotoğrafları, Onur Yayınlan, Kasım 2003, s. 80-84. )
Tarihte, denebilirse, azınlık hakkı, ilk kez Osmanlı İmparatorluğunda tanınmış ve uygulanmıştır. "Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un fethinden sonra Rum kilisesine din ve hukuk işlerinde özerklik vermiş, Rum milletine seçtirdiği Patriğe, cemaatini yönetmesi için gerekli yetkileri kullanma ayrıcalığı tanımış, onu tüm ortodoksların başına getirmişti. Daha sonra bu ayrıcalıklar Ermeni ve Yahudi topluluklara da tanınmış, bunlara, "Rum Milleti", "Ermeni Milleti" ve "Yahudi Milleti" adı verilmişti . "Millet", din topluluğu anlamında kullanılmaktaydı.
Reklam
1993'te RAND Corporation tarafından yayınlanan Turkey 's New Geopolitics'te CIA'nın Ankara eski istasyon şefi Paul Henze, Turkey: Toward the Twenty-First Century ("Türkiye: Yirmibirinci Yüzyıla Doğru") yazısında, Türkiye'nin "Belki de, 1990'larda yüzyüze gelmek zorunda kalacağı en büyük tek zorluğun, Kürt halkına yönelik siyasetini" belirlemek olduğunu ileri sürerek, bu zorluğun, müslümanların da azınlık sayılmasıyla aşılabileceğini ekliyordu: "Klasik atatürkçü yaklaşım -yani yalnızca hıristiyanların resmen azınlık statüsünde olduğu, müslümanların azınlık sayılamayacağı ve bu kimlikle tanınamayacağı- artık yolun sonuna gelmiştir." (T'urkey 's New Geopolitic, Rand Stody, Westview Press, 1993, s. 25.)
Ecevit'in başbakanlığında oluşturulan DSP-MHP-ANAP koalisyonunun "trajik" olduğu kadar "komik" çöküşü ile AKP'yi tek başına ve üçte-iki çoğunlukta iktidara taşıyacak olan 3 Kasım 2002 seçimlerini, ABD'nin Irak'ı işgal politikasından yalıtmak olanaklı olmadığı gibi, Irak'ın işgalini ve bölgede kendi yörüngesine oturtulmuş bir Kürt devleti kurma çabalarını da ABD'nin küresel egemenlik savaşından yalıtmak olanaklı değildir.
Öcalan, tarihsel bilgi yanlışlarıyla dolu olsa da, şunları söylüyor Rus gazeteciye: "Ekim devriminden önce de Rusya'nın Kürtlerle ilişkileri güçlüydü. Rusya orduları Kürdistan'a kadar geldiler. Hatta Dersim, Bitlis, Van, Ermenistan'a kadar gittiler. Eğer Rusya gitmeseydi, Ermeni ve Kürtler devlet olacaktı. Sonra her şey tersine döndü." (Özgür Halk , s. 34.)
Anımsatılması gereken şunlar da var: Azınlıklarla ilgili belgeleri imzalamayı "ilerici" bir temelde reddeden Fransa, BM'ye, "Fransız halkının, etnik özelliklere dayanan hiçbir ayrımı kabul etmeyeceğini ve dolayısıyla her türlü azınlık kavramını reddedeceğini" açıklamış; (İlter Türkmen'in yazısında belirtildiğine göre) İsveç, azınlıklarla ilgili sözleşmeleri henüz imzalamamıştır.
Lüksemburg zirvesinde (1997), Türkiye'nin beklediği "adaylık statüsü ve tam üyelik perspektifini" alamamasının belirleyici gerekçesini oluşturan, "azınlıklara saygı ve azınlıkların korunması" ile, Lozan Andlaşmasında yer alan azınlıkların korunmasının değil, Avrupa Parlamentosu Başkanının sözleriyle, Kürtlere azınlık statüsü tanınmasının amaçlanmış olması , Türkiye'nin tepkisine neden olacak, Başbakan olarak Mesut Yılmaz, "Türkiye'de tek azınlık grubun, Lozan Andlaşmasında belirlenen grup" olduğunu belirterek "Avrupa Birliğinin başka kastı varsa, bunu açıklayacak kadar cesur olmaları gerektiğini" söyleyecekti .
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.