Aziz Feylesofum : Refik Halid’den Rıza Tevfik’e Mektuplar
Abdullah UçmanAziz Feylesofum : Refik Halid’den Rıza Tevfik’e Mektuplar Sözleri ve Alıntıları
Aziz Feylesofum : Refik Halid’den Rıza Tevfik’e Mektuplar sözleri ve alıntılarını, Aziz Feylesofum : Refik Halid’den Rıza Tevfik’e Mektuplar kitap alıntılarını, Aziz Feylesofum : Refik Halid’den Rıza Tevfik’e Mektuplar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizim için gülünecek şey, bereket çok: Halide (Edip Adıvar) anamız, vatan anası, bugün Çarşamba karısı, hamam anası kadar menfûr oldu.
Sayfa 31 - Parantezi ben ekledim.Kitabı okudu
Yani hiç de fena değil! Derdini veren Mevla tesellisini de verir!
Sayfa 15Kitabı okudu
Kendi kendimi geçindiren bir gençtim, hem de kalemle, kalemimle.
Sayfa 63Kitabı okudu
Yaşamadık, sürtündük; bazılarını hayat zümrüd-i anka kuşu sırtında uçurup götürüyor. Bize ise kendisini taşıtıyor.
Sayfa 71Kitabı okudu
Zaten soğuklar çok medeni memleketlerde ancak kabil-i tahammüldür, zevk-averdir, eğlencedir.
Sayfa 17Kitabı okudu
Zevkini, ruhunu kaybetmiş bir İstanbul içinde boynu bükük dolaşmak hiç de keyifli ve şâyân-ı arzu bir hal değil.
Sayfa 18Kitabı okudu
Kafamıza dank dediği zaman işin künhünü anlayacağız ama, tekrar Basra harap olduktan sonra.*
Sayfa 35 - *Araplar'da bir atasözüdür bu. "Ba'del harab'ül Basra". "İş, işten geçtikten sonra" manasındadır.Kitabı okudu
Ricâl-i hazıraya uzaktan Ye'cûc Me'cûc seyreder gibi hayretle, fakat korkusuz bakmaktayım. Gülünecek cihetlerini bile bulamıyorum .
Sayfa 22 - Dergah Yayınları, Refik Halit'ten Rıza Tevfik'e mektuplar, Hazırlayan: Abdullah Uçman
Bundan sonra hacı, hoca; imam, molla; bunak veya öküz bir sürü haşerat ile bir sürüde otlayıp gezemem.
Sayfa 64Kitabı okudu
O eserin senden asil bir kârii olamaz!
Sayfa 39Kitabı okudu
Dünyada Arapça hurufuyla dizilmiş Türkçe yazı kadar zevksiz, galiz ne vardır ki...
Sayfa 25Kitabı okudu
Mekteplere mahsus müntahabât kitaplarında mevcut yazılarımın altındaki imzalarıma, çocuklar okumasın diye kara damga vurmuşlar.
Sayfa 39Kitabı okudu
1931'e kadar Ürdün'de, 1931'den 1943'e kadar da Lübnan'ın akdeniz kıyısında bir sahil kasabası olan Cünye'de yaşayan Rıza Tevfik, 1938 yılında 150'likleri affeden kanunun yürürlüğe girmesinden ancak beş yıl sonra, yani 1943 yılında İstanbul'a geri döner.
Sayfa 9Kitabı okudu