Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Azteklerin Unutulmuş Tedavi Yöntemi

Dr. Heinrich Wallnöfer

Azteklerin Unutulmuş Tedavi Yöntemi Sözleri ve Alıntıları

Azteklerin Unutulmuş Tedavi Yöntemi sözleri ve alıntılarını, Azteklerin Unutulmuş Tedavi Yöntemi kitap alıntılarını, Azteklerin Unutulmuş Tedavi Yöntemi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aztekler hiçbir zaman kendi özgün kültürlerini kurup geliştirmediler, onlar istilacıydılar ve ele geçirdikleri topraklardaki kültürleri kısmen olduğu gibi aldılar, kısmen değiştirdiler ve daha primitif (basit, ilkel) biçimlerle karıştırdılar.
Sayfa 14
Kurbanların kalbi çeşitli tanrılara güç veya güneşe yeni kan verirdi- çoğunluk bu amaç için kurban edilmiştir-. Söz konusu güneş ve yaşamın devamlılığı olduğu için, kurban edilmek de bir “onur”du, ve kurban edilmekten kaçmayı başarabilen esirler kendi halkları tarafından acımasızca öldürülürdü. En acımasız ve korkunç ibadetler yağmur tanrıları adına yapılanlardır. Yılın ilk bayramında çocuklar kurban edilirdi. Çocukların bir anatomik özelliği onların kaderini belirliyordu; başlarında iki perçem olması gerekliydi, ayrıca “iyi işaretler” veren bir tarihte doğmuş olmalıydılar. Bu tip çocuklar her yerde aranır ve iyi para karşılığı satın alınırlardı, çünkü yağmur tanrıları kurbanları memnuniyetle kabul eder ve karşılığını verirdi. Kurban edilen çocuklar, ilk kurban yerinin isminden dolayı "kartal dağı" olarak adlandırılırlardı. Aynca başka yerlere göre de isim alırlardı, ama Tepetzinco’daki kurban yerinde can veren kız çocuklarına "rüzgar ve yağmur tanrısı" denirdi. Tüm kurban edilenlerin kalbine “Kartalın değerli kaktüs meyvası” adı verilirdi.
Reklam
Doğum sırasında ölen annelerin sol alt kolu (dirsekten aşağısı) çok etkili bir büyü aracı olarak kabul edilirdi. Büyüyle uğraşanlar fırsat bulurlarsa ölü kadının kolunu çalmaya çalışırlardı. Bu nedenle ebenin son görevi, hastasının cesedini bu tip hırsızlıklara karşı korumaktı. Doğum veya hamilelik sırasında ölen kadının kolu mucize yaratan bir güç olarak görülür ve hipnotize etmek için kullanılırdı.
Azteklerin İnsan kurban etmesi...
“ Onları insan kurbanına iten, şiddete karşı doğuştan gelen bir eğilim değil, insanlığın en yüce görevinin güneşin sürekliliğini sağlamak olduğuna dair duydukları fanatik inançtı.”
Sayfa 72
Kadın doktorlar...
Sahagûn’un zamanında Meksika’da tıbbi tedavilerin genellikle kadınlar tarafından yapılırdır. Bu o kadar doğal ve sıradan bir durumdur ki Aztekçe metinlerde “Doktorların” cinsiyeti hiç belirtilmemiştir ve İspanyolca metinler sadece “kadın doktorları” anlatır.
Sayfa 27
Kemik kırıkları önce bir reçine sargıyla sarılırdı, daha sonra üzeri kuş tüyleriyle örtülür ve tahtalarla desteklenirdi. Bunun için tahta plakalar kullanılır ve kumaş şeritlerle bağlanarak sabitlenirdi. Sargı genel olarak 20 gün bekletilirdi.
Sayfa 25
Reklam
Sahagûn’un metinlerinden doktorlar hakkındaki bilgiler
“Doktor; doktor insanları İyileştirendir, her şeyi İyileştirendir; iyi bir doktor işini iyi bilendir, düşünerek hareket eder, bilgisi zengindir; otlardan anlar, taşları bilir, ağaçları tanır, engin tecrübesini kullanır, özenlidir, dikkatlidir, sır tutar; insanlara yardım eder, onları iyileştirir, kırıkları çıkıkları tedavi eder, müshil verir, kusturucu içirir, ilaçlar hazırlar, kan alır, ameliyat yapar, insanların yaralarını diker, insanları tekrar ayağa kaldırır, onları külle örter. Kötü bir doktor özensizdir; baştan savma hareket eder, insanları ilaçlarıyla öldürür, kem gözle zarar verir, her şeyi tehlikeye atar, insanları tehlikeye atar, her şeyi kötüleştirir, insanları kötüleştirir, üfürükçülük yapar, mısır tanelerini büyücülük için kullanır, büyülü sözler konuşur; bir büyücüdür o, kaderi sorgular, fal bakar, iplerle geleceği görmeye çalışır, insanları ilaçlarıyla öldürür, işleri kötüleştirir, insanların üzerine mısır taneleri serper, insanların üzerine büyülü sözler söyler, o bir büyücüdür.”
Sayfa 23
Azteklerin tedavi uygulamaları o zamanın Avrupa tıbbından çok daha ileriydi ve operatörlükte de Avrupalılardan hiç geri kalmıyorlardı. Ağız hastalıklarının tedavilerinde bugün bile 15y.y. da Aztek doktorlarının yaptıklarının hemen hemen aynıları uygulanıyor.
Sayfa 39
“Dudak yarılmaları; Eğer yarılma henüz yeniyse bir saç teliyle dikilir; tuz karıştırılmış agave özü sürülür. Eğer dudak yaralanması veya yarılmasının üstünden zaman geçmişse, eğer dudağın her iki kenarı yarılmışsa veya ateşte yanmışsa o zaman dudaklar hemen üst üste konulup bir saç teliyle dikilir, üzerine tuz karıştırılmış agave özü veya rendelenmiş agave sürülür”
Sayfa 25