Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Babanzade Ahmet Naim

Hüseyin Hansu

Babanzade Ahmet Naim Gönderileri

Babanzade Ahmet Naim kitaplarını, Babanzade Ahmet Naim sözleri ve alıntılarını, Babanzade Ahmet Naim yazarlarını, Babanzade Ahmet Naim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Böyle Güzel Örneklere O Kadar Susadık Ki!
Babanzade Ahmet Naim’in faziletlerini vurgulamak üzere şeyhülislam Mustafa Sabri efendi şöyle demiştir: “Efendiler, Naim bey kitaplara geçmekle kalacak bir insan değildir. Kitaplara herkes geçiyor. Naim bey menkıbeleri yazılıp da, böyle destan gibi okunacak bir insandı. Bizzat şahit olduğum bir hadiseyi anlatayım. Bunu içim yanarak anarım ve andıkça da yanarım. Şeyhülislam bulunduğum sırada idi. Ahmed Naim Bey’i de Ayan Meclisi’ne girecek azalar arasına yazdık. Bir sabah namazından sonraydı. ‘Ahmed Naim bey geldi.’ diye haber verdiler. İçeri almışlar. Merak ettim. Babası rahatsızdı, acaba vefat haberini mi getirdi, diye aşağı indim. ‘Efendim, bu saatte ziyarete gelinmez fakat bendeniz bir istirhamda bulunmak üzere, edep dışı olarak, sizi rahatsız ettim. Meşihat’e çıkmadan önce haberdar olmanızı arzu ettim.’ diye özür beyan etti. ‘Hayırdır inşallah, Naim bey, buyurun!’ deyince şunları söyledi: ‘Efendim A’yan listesini gördüm. Bendenizin de ismi var. Efendi hazretleri bu memleket, bu kadar mı kaht-I ricale düçar oldu? Adam kıtlığına düştü! Memleket ne hale geldi? Bendeniz kim oluyorum da a’yandan oluyorum efendim? İstirham ederim efendim, beni bu listeden siliniz…’ Naim parçalanıyor, neredeyse yalvarıyordu: ‘Efendim, ben kendimi bilirim, layık olmadığım o makamda alacağım maaşı çocuklarıma nasıl yediririm?’ Baktım, Naim Bey kaçacak… ‘Naim Bey,’ dedim. ‘Yahu, Allah aşkına, Cehenneme yalnız başıma bir ben mi gideceğim? Ben Zembillilerin, Ebû Suudların, İbni Kemallerin ayarında insan mıyım? Ee,kader beni de şeyhülislam yaptı. Ne yapalım bu vazifeleri birileri yapacak. Hep beraber çalışacağız…”
Sayfa 42 - Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları,İstanbul, 2018Kitabı okudu
Maarif Nezareti’nde kurulan İmla Derneği’nde onunla beraber çalışmış, ayrıca ailece de tanışan Muallim Mithat Cevdet, Naim Beyi şöyle anlatmaktadır: “Ahmet Naim altmış yaşlarında, orta boylu, kısa ve az sakallı, çenelerine doğru sakalı kıtça, tatlı bakışlı, bazen durgunca, çok kere yumuşak edalı idi. İstihza etmez fakat bir küstahlığın zarif sözlerle intikamını almasını bilirdi. Hikaye söylemek ve dinlemekten hoşlanır, merhum Hüseyin Kazım Kadri43’nin cana can katan fıkralarına meftun olduğunu söylerdi. Gülmesi tatlı idi, hele söz arasında bazen “nicedir ol hikayat” deyişi ömürdü. Sağlığından şikayeti yoktu. Ama Buharî tercümesi yaparken gözleri ağrıdı. Koluna inme gibi bir şey geldi. Gerçi şiddetli ağrıları yoktu. Bununla beraber gene kalp hastalığından göçmesi daha çok acındırdı.” Kaba taassubtan kurtulmuş, temiz bir Müslüman örneği idi. Edebiyat ve musiki dostu idi. Arap ve Fransız dillerini iyi bilen bir felsefe alimi idi. İmanında sabit idi, neye inanmışsa sonuna kadar sadık kaldı. Onda riya veya kuru sofuluk gibi şeyler yoktu. Siyasi bir fırkaya mensup değildi. Doğunun dinî feyzini Batının fikirleriyle kaynaştırmıştı. Batı ilminin aşığı fakat pozitivizmin düşma- nı idi. Onda “ Muhammedî” bir yürek vardı.
Reklam
Rektörlük ve İstifa
Ahmet Naim, 18 Şubat 1335/1919 yılında Darülfünun Umum Müdürlüğü’ne (rektörlük) atanmıştır. Buradaki görevi sırasındaki bir hatırasını meslektaşlarından birinin kaleminden aktarmak onu daha yakından tanıma fırsatı verecektir. Mütareke’nin ilk yılına denk gelen bu sıralarda (1919) gazete ve dergilerde, üniversitelerde kız ve erkek öğrenci lerin
Ahmet Naim Bey’le evlenen Emine Avniye Hanım, Fatih Dersiamlarından Hasan Sırrı Efendi’nin kızıdır. Bu belgeye göre çocuğu olmayan Ahmet Naim, başka bir evlilik de yapmamıştır.Avniye Hanım da eşinin vefatından sonra geri kalan hayatını dul olarak geçirmiş ve 04. 06. 1966 tarihinde vefat etmiştir.
Babanzâde ailesi öteden beri dindar kimlikleriyle bilin mesine rağmen, Zihni Paşa’nın oğulları arasında sadece Ahmet Naim dindar kimliği ile tanınmıştır. Kardeşi İsmail Hakkı Bey’in: “Dine aykırı şeyler okumayayım diye, elinden gelse Fransızca’yı bile unutacak.” diyerek Naim Bey’in dindarlığını yadırgadığı söylenir.
Mebusluğu sırasında, mebuslardan katiplik eden Abdülaziz Mecdi Efendi yoklama için isimleri okurken, İsmail Hakkı Bey’in sırası gelince onun adını sehven ve belki de biraz latife ve tariz için “yabanzâde” diye okuması üzerine İsmail Hakkı Bey’in “Babandır o!” itirazı ile düzeltmesi o zaman meşhur olmuştur.
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.