Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bahar ve Kelebekler

Ömer Seyfettin

Bahar ve Kelebekler Gönderileri

Bahar ve Kelebekler kitaplarını, Bahar ve Kelebekler sözleri ve alıntılarını, Bahar ve Kelebekler yazarlarını, Bahar ve Kelebekler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan ölümden bu kadar korkarsa çok yanılır.
Kime acıyıp “bir ekmeğin karşılığı olmayarak” yardım edersek; onun azmini, iradesini dumura uğratıyoruz demektir.
Reklam
Sırf merhametle yapılmış bir yardım , halis bir cinayetten başka bir şey değildir.
128 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
İlk Öykü Denemem
Kitabın konusu günlük olaylardan hatıralardan , tarih, masal ve efsanelerden olan kısa ve anlamlı öyküler her kesime hitap edebilecek kitap Bütün öyküler güzeldi ama benlik mi değil hikayeyi anlıyorum tam yaşıyorum diyorum öykü bitiyor ama şimdi diyeceksiniz öykünün anacı bu anladım ki ben romancıymışım
Bahar ve Kelebekler
Bahar ve KelebeklerÖmer Seyfettin · Beyan Yayınları · 20161,283 okunma
Halbuki hayvanlık ne kederli bir yaşayıştır!
Sayfa 111 - beyan yayınlarıKitabı okudu
İnsanın kendi nefsinden nefret etmesi kadar dünyada azap verici bir şey yoktur,
Sayfa 111 - beyan yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aç gözünü yoksa açarlar gözünü…
Sayfa 68 - beyan yayınlarıKitabı okudu
Ben sana para yerine nasihat verdim. Bir söz söyledim. Bir sözden ne çıkar?
beyan yayınlarıKitabı okudu
….Lakin insanların hayvanlar gibi kaba davranmasının sonu yoktur..!
Sayfa 27 - beyan yayınlarıKitabı okudu
“Sevinçten, saadetten mahrum kadınlar demek”.. “Onlar kimmiş?” “Biz… Türk kadınları…”
Sayfa 13 - beyan yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Adı ne?" "Desenchante!" "Ne demek?" "Sevinçten, saadetten mahrum kadınlar demek." "Onlar kimmiş?" "Biz... Türk kadınları..."
Evet yavrum biz sizin gibi: ‘Ne yapalım?’ diye düşünmezdik. Buna lüzum yoktu. Can sıkıntısının ne olduğunu bilmezdik. Hâsılı her şey gülmeye, eğlenmeye vesile idi. Mesela bahar… Ah, siz odalarda kapalı oturuyorsunuz. Bahar geldi mi, biz hepimiz bahçelere dökülürdük. Baharın kendine mahsus eğlenceleri, ananeleri vardı.
Zihninde şedîd bir yorgunluk husûle getiriyor, onu hala yaşadığına müteessif ediyordu.
Âdetlerimizle beraber sevinçlerimiz de söndü. Şimdi şaşkın ve mustarip[acı çeken] bir nesil!... Her şeyden nefret eden, her şeyi fena gören, karanlık gören, berbat, hasta, tedavisi imkan haricinde bir nesil... Ah şimdiki mariz[hasta] ve müteverrim[veremli] muhit[çevre]…
Alafrangalık[Batıcılık] Vebası!
Ne oyunlar, ne âdetler, ne zevkler vardı ki, bugün hepsi tamamıyla unutulmuştu… Bugün Frenkçe okumak, mütemadiyen esvap değiştirmek, moda yapmak çılgınlıklarından, soğukluklarından, boş bir tekebbür[büyüklenme]den, mânâsız ve münasebetsiz bir tefevvuk[üstünlük] iddiasından başka bir şey yoktu. Alafrangalık bir veba gibi içimize girmiş, yanaklarımızın allığını, dudaklarımızın tebessümünü silmiş, ferâcelerimizi parçalamış, pabuçlarımızı atmış, parmaklarımızı narin bir mercan gibi parlatarak güzelleştiren kınalarımızı bile ortadan kaldırmıştı. Eşyamızı, esvaplarımızı[kıyafet] değiştirirken ruhlarımızı da değiştirmişti; her şey yalan, her şey sahte, her şey taklit oldu.
1.301 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.