Evet, fotoğrafçılar biliyor. Her şey bir gün hatıra olacak. Her şey! Konuşmalar, çekilenler, güzel günler, sövgüler, kavgalar, resimler. Geçmişe en çok saygı gösterenler de fotoğrafçılar. Fotoğrafçıların hepsi.
“Baba çekip gidiyor. Ne çok giderler bu babalar!
Sabahleyin işe giderler, akşamleyin kahveye giderler, haftanın bir çok gününde yakın bir arkadaşının çocuğu sünnet olur, oraya giderler. İstanbul' a giderler.”
Çok şeyin farkında değiliz, ne kötü! Bir yerden bir yere göçtük mü geride ne kalmışsa bıraktığımız gibi kalmıştır diye düşlüyoruz. Oysa yalnız ölüler değişmiyor.
İşte "Foto Cengiz"in çektiği resim, o günlere rastlıyor. Saman İskelesi'ndeymişiz. Poyrazlı bir gün. Saçlarımın dağılmasından belli. Gözlerimde yenilginin hüznü. Bıyıklarım, sanki daha incelmiş. Ağzıma doğru bir cigara tutmuşum. Yanar. Dumanı tütüyor. Alt dudağım sarkık. "Perihan" deseler ağlayacakmışım gibi. Resmin gerilerinde deniz var. Dalgakıranın en ucundaki fener bile gözüküyor. "İş bu resim" diyor üzerinde. Benim yazım. "Perihan kıza âşık olduğum günlerde çekilmiştir. Hâlimi gösterir."