Balıkesir Muhasebecisi - Tanrıdağı Ziyafeti Gönderileri
Balıkesir Muhasebecisi - Tanrıdağı Ziyafeti kitaplarını, Balıkesir Muhasebecisi - Tanrıdağı Ziyafeti sözleri ve alıntılarını, Balıkesir Muhasebecisi - Tanrıdağı Ziyafeti yazarlarını, Balıkesir Muhasebecisi - Tanrıdağı Ziyafeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Namusun çeyrek porsiyonu, yarım porsiyonu olmaz. o ya vardır, ya yoktur."
Tiyatro oyunlarına da konu olmuş eserde; Namuslu bir muhasebecinin; ailesinin istekleriyle üç kağıtçı bir arkadaşının da yardımıyla İstanbul'a gelip ticaret yapmasını ve bu işleri yaparken yasadığı yollara bulaşmasını konu alır. Zenginleşen aile ilk darbede Muhasebeci Tahir beyi yalnız bırakıp birer ahlâk abidesine dönüşecekler sıkıntıyı atlatan Tahir bey evine döndüğünde işler değişecektir(!).
Geçmişte olduğu gibi şimdilerin toplumunu da iyi tahlil eden yapıt, aile bireyleri, eş, dost karakterleri üzerinden çeşitli menfaatların, insanların kendini bile nasıl rahatça kandırabileceğini, konformizm uğruna nasıl ahlâkta riyaya sapılacağını anlatır. Toplumun kökeni olan aile kurumunda ki bozulmanın dalga halinde nasıl büyük etkiler yaratacağını samimi ve yer yer hicivci bir yöntemle aktarır okuyucuya. Okunması dahilinde çoğunluğumuza bir ayna vazifesi olacak nadir yapıtlardandır.
Değinmeden geçemeyeceğim ülkücü (idealist) öğretmenimizin düştüğü durum toplumun geleceği hakkında acı bir fikir vermektedir.
Ramiz: Lakirdidir o hanımefendi... Hakikatte erkeklerin ipi o Fatmaciklarin elindedir... Ayağına getirdigim, copsuz üzüm reddediyor.
Tahir: Çöplu copsuz... İstemiyorum yahu... Keyfimin kel kahyası yok ya...
Necdet: yanlış anlamayın hocam... Babamın şirketinde vurgunculuk yapıyor demiyorum... Fakat iş denen buntatzda işler benim mizacima , mesrebime uymuyor... O kadar uymuyor ki babamın şirketinde asla iş kabul etmek istemedim.
Huriye: Şimdi sana ciddi bir şey soracağım... eskiden ne derlerdi enistene
Dayı: Evliya gibi adam derlerdi. Az buçuk aksidir ama sapına kadar namuslu adam derlerdi
Huriye: pekey bugün ne diyorlar?
Dayı: Kendini bilen yine öyle der
Huriye: Pekey kendini bilmeyenler...?
Dayı: Kendini bilmeyenlerin lakardisina da kulak asılır mi a efendim... İsin mi yok öyle derler... Böyle derler...
Bir kere daha birinizin ağzından ideal mideal diye bir lâkırdı işitirsem kemiklerinizi kırdığımız resmidir... Hem vurguncu hem evliya öyle yağma yok... Ya o ya bu.