BANA ZEBRA DEYİN
Ödüllü bir genç yazardan, cesur bir kadının, aşkın karanlık gizemlerine yelken açarken bile edebiyatın gücünü kullanarak geçmişini yeniden kazanma arayışının peşine düşen bir roman.
İranlı ve edebiyat aşığı Zebra, babasının ölümünden sonra New York'tan ailesi ile birlikte 90'lı yıllarda savaş nedeniyle kaçarlar. Maalesef ki annesini bu yolda kaybeder ve tek başına kalır. Bu göç yolunda bir başına kalan Zebra artık yabancı bir ülkede yapayalnızdır.
Zebra: Tıpkı savaş esiri gibi siyah beyaz çizgili bir hayvan; tüm ikilikleri yadsıyan, kağıt üzerindeki mürekkebi temsil eden bir hayvan. Bir fikir şehidi. Buydu işte. Yeni ismime kavuşmuştum. Cenaze evi müdürünü şaşkına çevirerek, yüksek ses ile beyan ettim: " Bana Zebra deyin!
İlk geldiği yer Barcelona olan Zebra burada gezintilerinde eşlikçisi olacak İtalyan Ludo ile tanışır.
#savaş #aşk #tutku #göç #ölüm #acı #hüzün #edebiyat hepsi bir kitapta toplanmış, farklı kurgu ve edebiyata dair içeriklerle #penfaulkner 2019 ödülünü almıştır.
" Kendi gömülü geçmişine ulaşmak isteyen kişi bir mezar kazıcısı gibi davranmalıdır. "
Kitabı tavsiye ediyorum ki ben karakterler ile olay örgüsünde yaşamayı seven biriyim inanın bana resmen okumadım, yaşadım.
Şimdiden okuyacak olanlara keyifli ve keyifle okumalar dilerim.
.
.