Barbiana Öğrencilerinden Mektup
KolektifEn Beğenilen Barbiana Öğrencilerinden Mektup Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen Barbiana Öğrencilerinden Mektup sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Barbiana Öğrencilerinden Mektup kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Onlarla okula devam etmenin çok zor olduğunu biz de fark ettik. Bazen "Yallah çayıra!" demek istediğimiz oluyordu; fakat gitmiş olsalardı okul, okulluktan çıkacak ve sağlıklı olanları tedavi eden, hastaları ise kapı dışarı eden bir hastaneye benzeyecek; insanlar arasındaki ayrımı geri dönülemez biçimde derinleştiren bir araca dönüşecekti.
....
İnsanlar arasında farklılık yaratacak bir araç olmaktansa deli yerine konmak bin kere daha iyidir.
Öğretmenler bu tablonun, tarafsızlıklarına ve adaletlerine bir hakaret olduğunu söylediler. Şiddetle itiraz eden öğretmenlerden biri, öğrencilerin ailevi durumlarına göre ayrım yapmadığını ve asla yapmayı da düşünmediğini söylüyordu: "Bir ödev dört dörtlükse veririm diyordu." diyordu. Zavallı, kendisinde kınadığımız tarafın bu olduğunu anlayamıyordu; çünkü bu dünyada eşit olmayanlara eşit davranmaktan başka haksızlık yoktur...
Bir çocuğa:"Sen bu dersi öğrenemeyeceksin!" demek kolaydır. Çocuk da öğretmenden daha tembel olduğu için söyleneni kabullenir; fakat öğretmenin eşitlik olanağını kaldırdığını da hisseder.
İnsanlar arasında derinleşen ayrım...
Bir kere bile olsun bu konularla ilgili birşey sormadınız.
Bende ise kalkıp anlatma cesareti yoktu. Öte yandan Pierino gibi küçük beyleriniz masum masum zaten çok iyi bildikleri konular hakkında soru soruyorlardı. Siz de: "İşte güzel bir soru!" diyerek cesaret veriyordunuz. Bu oyun hiç kimse için yararlı değildi. Küçük yağcıları daha da beter duruma sokacak hastalıklı, üçkâğıdı bilmeyen benim için de perişan edici bir oyundu.
Öğrencileriniz neyi amaçlıyorlar? Bu da bir sır. Belki hiçbir şeyi, belki çok basit olan şeyleri...
Günbegün notlar, karneler, diplomalar için çalışıyorlar. Bu arada yalnızca ve yalnızca hafızaladıkları güzelim derslerle hiç mi hiç ilgilenmiyorlar. Yabancı diller olsun, fen bilimleri olsun hepsi not almaya yarıyor; başka bir şeye değil.
Bu sınavlar, notlar, karneler ardında yalnızca kişisel çıkarlar yatıyor. Diploma para demektir. Tabii hiçbiriniz böyle demiyor; ama sonuç olarak buraya varılıyor.
Bu şartlar altında çocukların kendilerini derse vermesi için on iki yaşında çıkarcı olmaları gerekirdi.
Fakat on iki yaşında çıkarcı olanlar parmakla sayılacak kadar azdır. Çocuklarınızın okulu sevmemesi bunun doğru olduğunu kanıtlar.