Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Baskı ve Özgürlük

Simone Weil

Baskı ve Özgürlük Sözleri ve Alıntıları

Baskı ve Özgürlük sözleri ve alıntılarını, Baskı ve Özgürlük kitap alıntılarını, Baskı ve Özgürlük en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Varoluşumuz, var olandan başka bir şeyi tasarlıyor ve istiyor olduğumuz gerçeği, bizim için bir umut nedeni oluşturur.
(...) Kapitalist girişimde mülkiyet ve yönetim arasındaki bölünmeye tanık olmasına rağmen, kendisine, kalıcı olduğu ölçüde, yönetim işlevinin, mülkiyet üzerindeki tüm tekelden bağımsız olarak, yeni bir zalim sınıfına yol açıp açmayacağını sormadı. (...) Gerçekte bir toplumsal tabaka kendisini bir tür tekel ile donatılmış bulduğunda hem devlet içinde hem de endüstriyel üretim sürecinde eşitliği tesis edecek bir kontrol ve rotasyon sistemini; temelleri tarihsel gelişim tarafından zayıflatılıncaya kadar elinde tutar. Feodalizmin düşüşü, halk kitlelerinin silahlı kuvvetleri ele geçirmelerinden deği, ticaretin esas tahakküm aracı olarak savaşın yerini almasından kaynaklanıyordu.
Reklam
... mahvolmamız gerekiyorsa var olmayanın mahvolmayacağından emin olalım. (...) öyleki istediğimizi başaramazsak da en azından onu istemiş olalım ve körü körüne istemiş olmayalım.
(...) bir nicelik hatası bu oranlara ulaştığında, bunun bir nitelik hatası olduğuna, yani varoluş koşullarını tanımlamak istediği rejimin doğasında olduğuna inanmak mümkündür.
. Kaç kişi özgüven eksikliği nedeniyle en haklı şüphelerini bastırmaya yönlendirildi? . . .
. Kaç kişi özgüven eksikliği nedeniyle en haklı şüphelerini bastırmaya bu şekilde yönlendirildi? ...
Reklam
... zayıflığımız bizi ve mücadelemizi kazanmamızı engelleyebilir ancak bizi ezen gücü anlamaktan alıkoyamaz. Dünyadaki hiçbir şey berrak olmamızı engelleyemez.
Sayfa 34 - insan 24 yaşında bu kadar iddialı olabilir_Kitabı yarım bıraktı
Elbette refah geri dönebilir, ancak hiçbir refah, ergenliğini ve gençliğini isten daha yorucu bir aylaklık içinde geçiren nesilleri ve ondan sonra gelecek nesilleri yeni bir krizden veya savaştan kurtaramaz.
Neredeyse tüm alanlarda, sınırlı yetkinlik sınırları içinde kalan birey, kendini aşan, tüm faaliyetlerini düzenlemesi gereken ve işleyişini anlamadığı bir bütünün içinde bulur kendini. Böyle bir durumda, ilkel bir öneme sahip olan, yani sadece koordinasyondan ibaret olan bir işlev vardır; bu, idari veya bürokratik işlev olarak adlandırılabilir. (...) İnsanın bir mekanizmanın lehine, inisiyatif, zeka, bilgi, yöntem olarak her şeyden yoksun bırakıldığı rasyonaleştirilmiş bir fabrika, mevcut toplumun bir imgesi gibidir. Çünkü bürokratik makinenin iyi beslenmiş etten oluşması, demir çelik makineleri kadar sorunsuz değildir. Günümüz toplumunun tüm evrimi, çeşitli bürokratik baskı biçimlerini geliştirme ve onlara kapitalizme göre bir tür özerklik verme eğilimindedir.
İnsanlar arasındaki tüm bağları çözen ve onların yerine saf çıkar ilişkilerini koyan kapitalist sisteme özgü sinizm yerine fakirler ve marjinalleştirilmişler için sefalet yaratmaya uygun bir "sosyal düzen"e, dikkatle geliştirilmiş bir fanatizme, mistik bağlılıkla dizginsiz vahşi bir cinsel ilişkinin karışımına; yani tüm bireysel değerleri, tüm gerçek değerleri boğacak bir devlet dinine sahip olduk. (...) tüm baskı biçimleri, tüm inisiyatifleri, tüm kültürü, tüm düşünceleri metodik olarak yok edeceği düşünülen varolan bir sistemin karşısında özgür ve mutlu yaşam biçimleri vaadiyle ortaya çıktı.
Reklam
İktidarı kullanan herhangi bir insan grubu, bunu kendisine tabi olanları mutlu edecek şekilde değil, sahip olduğu gücü artıracak şekilde yapar; bu, herhangi bir tahakküm için ölüm kalım meselesidir. (...) hiçbir baskı sisteminin, baskının tüm ağırlığını en kolay şekilde uygulayabileceği ezilenlerin iyiliğinden çıkarı yoktur.
(...) gelecekteki savaşlarda mahvolmak zorunda isek, keskin bir dünya görüşü ile, arkamızı döneceğimiz dünyadan ayrılmak suretiyle mahvolmak için elimizden gelenin en iyisini yapalım.
Bir kişi, bir teori inşa etmek değil de insanın içinde olduğu durumu gerçekten anlamak istiyorsa, kendine dünyanın nasıl bilindiğini değil, aslında insanın dünyayı nasıl bildiğini soracaktır ve hem düşünceyi aşan bir dünyanın hem de dünyayı pasif bir şekilde yansıtmaktan uzak _onu görmek ve dönüştürmek için üzerinde uygulanan_ bir düşüncenin varlığını kabul etmek zorunda kalacaktır.
Sayfa 50 - çevirmen olmanın dayanılmaz hafifliği_ aynı cümlede 4 evet dört "hem_hem de" kullanmış_türkçe bu kadar kısır bir dilmiş gibiKitabı yarım bıraktı
... insanı asla doğanın bir parçası olarak görmez, aksine özgür faaliyeti nedeniyle her zaman doğaya karşı bir düşman olarak görür.(...) Spinoza'yı insanı, ona karşı çıkmak yerine, kendisini içeren doğayla karıştırdığı için açıkça eleştirir.
Her baskıcı toplum, insan ve doğa arkasındaki ilişkiye dair yanlış bir kavrayışa yol açar, çünkü yalnızca sömürülenler yani teorik kültürden dışlananlar, halktan ve benlik olasılığından mahrum bırakılanlar doğa ile doğrudan temas halindedir. Bu şekilde oluşturulan yanlış anlayış; bu düşünce ve çalışma ayrımını meşru gösterdiği ölçüde baskıyı kalıcı kılma eğilimindedir.
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.