Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi
Ekrem SarıkçıoğluBaşlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi Gönderileri
Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi kitaplarını, Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi sözleri ve alıntılarını, Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi yazarlarını, Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Budizm kast sınıflarını kabul etmez. 'Nehirlerin denize döküldükten sonra isimlerini kaybettikleri gibi, Buda'nın tarikatına girişten sonra da kastlar isimlerini kaybeder,' derler."
Sayfa 208
"Tevrat'ın haber verdiğine göre (Tekvin,11) Babil'de yapılan ve göklere ulaştığı söylenen kule de, Marduk şerefine yapılmıştı. Arkeolojik kazılar neticesinde, bu kulenin sadece 90 m.yüksekliğinde olduğu anlaşılmıştır."
Sayfa 24
"İlkel bir kişi dahi, bir taş dikmekle, bir taş yığını meydana getirmekle veya bir heykel yontmakla yeni bir tanrı yarattığını iddia etmez, düşünmez. Dünyada hiç kimse taşa taş olarak tazimde bulunmaz. Önünde huşu duyulan bir taş varsa, o taşa tanrının geldiğine, onda ilahi ruhun ikamet ettiğine veya onu tanrının ruhlandırdığına inanıldığı içindir. ...
Putların kutsallığı fiziki görünümlerinden gelmez. Onlarda ilahi ruhun, ilahi gücün bulunduğuna, içlerinde oturduğuna inanmaları, onları kutsallaştırır. Özellikle Araplar, çevrelerinde plastik sanatların çok ilerlemiş olmasına rağmen, ilahlarını şekillendirme ihtiyacı duymamışlardır. Suriye'den getirilen Hübel putu ile Vedd putu dışındaki putların hemen hepsi kaba bir taş sütunu veya kaya şeklinde idi. Uzza putu üç ağaçtan ibaretti."
Sayfa 78
"Kilisenin Romadan kurtulması ve kendi milli benliğinin teşekkülü için ilk çağrıyı yapan büyük ihtimalle, şövalye Ulrich von Hutten (ö.1523) olmuştur. Hümanizme karşı olanlar için 'Kara Adamlar Mektubunu' yayınlayanlardandı. Bunda o, 'Ey asır, ey ilim, o bir hayat zevkidir. İlim, çiçek açıyor, yağmur gibi ruhlar yağıyor.' diyerek sesleniyordu."
Sayfa 365
"Ufo, Unknown Flying Object, deyiminin kısaltılmışıdır. Bilinmeyen uçan nesne anlamına gelir."
Sayfa 411
"(kilisede).. haç üzerinde küçük bir levha ve INRI harfleri bulunur. Manası: 'Nasıralı İsa, Yahudilerin Kralı', yani Latince Iesus Nazarenus Rex Iudaeorum kelimelerinin baş harfleridir. Şekillerine göre isimleri de değişir. Örneğin, Antonius haçı büyük T harfi şeklinde, yani üst kolu yoktur. Andreas haçı dört çapraz kolludur, yani X harfi şeklindedir. Yunan haçı ise, bütün kolları eşit uzunlukta + şeklinde haçtır. Rus haçının üç yatay kolu vardır, bu üç kolun ortasındaki daha uzundur."
Sayfa 355
"Petrus ve öğrencisi Markos'un İsa'nın Tanrılığı hakkındaki iddiaları kabul etmediği rivayetler arasındadır.
Hıristiyanlarca, İncillerin hiç biri Hz İsa'ya hayatında iken gelmiş bir vahiy olarak kabul edilmez. Mektuplar da dahil Yeni Ahid'in tüm yazılarının İsa ve Kutsal Ruhun ilhamıyla müelliflerine yazdırıldığına inanılır. .. Buradaki ilham, kelime ve cümle veya metin ilhamı değil, konu ve içerik ilhamıdır."
Sayfa 315
"Hz.İsa'nın yeni bir din kurmak için ortaya çıkmadığı muhakkaktır. Fakat Kilise, O'nun hayatı ve davranışlarının bir neticesi olmuştur. ... Yahudilerin şüphe ve reddi, İsa Mesih cemaatinin Yahudilerden ayrılmasına ve bağımsız bir kilisenin kurulmasına sebep oldu."
Sayfa 317
"Yuhanna İncili kendinden önceki üç İncilden farklıdır. Onlar 'Tanrısal Devlet' üzerinde dururken, Yohanna İsa'nın Tanrısallığını vurgular."
Sayfa 314
"Metin araştırma ve tertiplerinden, Markos İncili'nin Matta ve Luka İncillerinin de kaynağı olduğu ve bu üçünün de yine İsa'nın sözlerini ihtiva eden bilinmeyen bir kaynağa dayandığı tespit edilmiştir. Bu üç Sinoptik İncil, zaman bakımından 4.İncil Yohanna'dan öncedir."
Sayfa 313
"Hıristiyanlar İsa'nın bir kitap, bir İncil getirdiğini kesinlikle savunmazlar. Bu konuda müslümanlardan farklı düşünürler. Onlara göre, İsa'nın kendisi Meryem'in vücudunda ete kemiğe bürünmüş, insan olmuş tanrı kelamıdır. Dolayısıyla O Tanrının insanlara vahyidir. Hz Musa'da vahiy Tevrat kitabına dönüştüğü gibi, Hıristiyanlıkta İsa'nın şahsına dönüşmüştür. Vahyin mesajı İsa'nın hayatı ve vaazlarıdır. İncil ismi verilen eldeki kitaplar Müslümanların anladığı gibi Tanrının İsa'ya vahyi sayılmaz. Onlar ilk devir şakirtlerinin gördükleri ve duyduklarının yazılı kayıtlarıdır. Yaklaşık 60-150 yılları arasında cemaatların İncil yazarlarına bize İsa'yı ve olayları anlatın demeleri üzerine onlar da kendilerine kadar gelen rivayetleri, haberleri toplayıp kaleme almışlardır. Kendileri nasıl inandılarsa o şekilde yazıp anlatmışlardır."
Sayfa 312
"Kur'an... Allah'ın onu kendine yükselttiğini haber verir. Yine Kuran onun vefat ettiğini söyler, ancak Hıristiyan kökenli yeni Müslümanların yorumlarıyla gelişen rivayetler ve ona bağlı tefsirler, uzlaştırıcı yeni görüşler ortaya koymuşlardır. 'Tanrı katına yükseltilmesiyle' ilgili ayetler ve Meryem suresi 15.ayetteki 'diri olarak kaldırılacağı gün' ifadesi İsa'nın haşir günü dirileceği yerine, Kıyamet öncesi dirileceği yönünde, Hıristiyanlık paralelinde yorumlanmıştır. 'Tanrı katına yükselme' Hz.İdris, Hz.İlyas ve Hz.Yahya için de kullanılmasına rağmen, kimse bu peygamberlerin de Ahir Zamanda geri döneceğini, savunmaz! Çünkü Hıristiyanlıkta da böyle bir iddia yoktur."
Sayfa 306
"Hz.Meryem ve İsa hakkında Kuranda haber verilen bilgilerin bir kısmı Hıristiyanların sahih saydıkları resmi İncillerde yoktur. Bu haberlerden bazılarına Kilisenin apokrif(uydurma) saydığı İbrani Tomas ve Yakub İncillerinde rastlanır. Batılılar bunlara 'Çocukluk İncilleri' derler, günümüze çok az nüshaları ulaşabilmiştir."
Sayfa 298
"Hz.Davud Yahudilerce.. fazilet ve hikmeti kabul edilmekle birlikte bir peygamber olarak görülmez. .. Kral Saul'un (Talut'un) ölümü üzerine İsrail Oğullarının ikinci hükümdarı olmuştur. Yaklaşık MÖ. 1006-966 yıllarında saltanat sürmüştür."
Sayfa 258
" 'Musadan sonra İsrail Oğullarının ileri gelenlerini görmedin mi? Peygamberlerine bize bir hükümdar gönder Allah yolunda savaşalım demişlerdi...' (Bakara246).. Bunun üzerine Rahip ve Hakim Samuel, Saul'u (Talut) krallığa takdis etti ve toplumun idaresini kendisine bıraktı. Yukarıdaki ayetin Yahudilerin 'Hakim' tabir ettikleri Hz.Musa'nın halifeleri için 'Nebi' ifadesini kullanılması sebebiyle, Müslümanlarca Yuşa b.Nun'dan rahip Samuel'e kadar tüm hakimler, hikmetli kişiler 'Nebi, Peygamber' sayılmışlardır."
Sayfa 257