Savaş mı? Yalnızlık mı? Savaşta yalnızlık mı? Hangisi daha kötüyü düşündürttü bu kitap.
1. Dünya savaşında, aynı sınıftan yedi arkadaşın cepheye gitmesi ve bunu bir tanesinin ağzından okuyoruz. Her ne kadar yedi arkadaş ve onların bağlı olduğu koskoca bir bölük olsa ve cephede yalnız kalmak mümkün değilmiş gibi görünse de kitabın başından sonuna karakterin yalnızlığını hissediyorsunuz. Yazar o hissi yaşamanızı sağlamış. Bunu yaparken de gayet yalın bir dil kullanmış, okurken yorulmuyorsunuz.
Savaş kötü, insanların insanlıklarından çıkarak hiç tanımadıkları ve hiç tanımayacakları birini öldürmeleri insan olanın kabul etmemesi gereken bir olgu. Büyük önderimiz Atatürk'ün deyişiyle, "mutlaka şu veya bu sebepler için milleti savaşa sürüklemek taraftarı değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Hakiki düşüncem şudur: ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, “ölmeyeceğiz” diye savaşa girebiliriz. Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir. (1923, Adana) (Atatürk'ün söylev ve demeçleri, Atatürk araştırma merkezi, c. ıı, Ankara, 1997, s. 128)" Yani özetle vatan savunması için yapılmıyorsa savaş bir cinayettir. Bu durumda hemen hemen her savaşta bir taraf cinayet işliyor. Bu kitapta da gencecik çocukların kırımını okuyor ve hissediyorsunuz.
Kitabın dili yalın ve güzel, su gibi okuyabiliyorsunuz. Sonuç olarak kitap kesinlikle okunmalı mı? Kesinlikle okunmalı diyebilirim.