Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kökler/ Orta Çağlar: ∞ - 1350

Batı’ya Yön Veren Metinler 1

Alev Alatlı

Batı’ya Yön Veren Metinler 1 Gönderileri

Batı’ya Yön Veren Metinler 1 kitaplarını, Batı’ya Yön Veren Metinler 1 sözleri ve alıntılarını, Batı’ya Yön Veren Metinler 1 yazarlarını, Batı’ya Yön Veren Metinler 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Parlamento sözcüğü Fransızca’daki parler, yani konuşmak anlamına gelen sözcükten türetilmiştir.
Sayfa 363 - kapı
İnsan, günahlarına yenileyip onların kölesi oldu. Çünkü insan neye yenilirse onun kölesi olur.
Sayfa 276 - kapı
Reklam
Yönetici, çevresindekilerce kayırılıp iltifata boğuldukça ; gerçeklik duygusunu yitirir ne olduğunu unutur ve başkaları tarafından yönlendirilmeye başlar. kendisini sorgulayacak yerde kendisi hakkında başkalarının söylediklerine inanır, tebaasını hor görür , onları doğanın düzeninin öngördüğü biçimde çeşitleri olarak görmeye ve şans eseri sahip olduğu gücü hak ettiğini inanmaya başlar. herkezden daha akıllı olduğunu düşünerek kendini üstün görür ve kendisinin de eksikleri olmasına rağmen çevresindekilerle eşit olduğunu kabul etmekten kaçınır.
Sayfa 340 - kapı
Yöneticilerin diğerlerinden üstün seçkin olması sık sık kibre yol verir, çünkü kendisine hizmet edilmektedir, çünkü istediği her şeyi hemen yerine getirmektedir, kendisini eleştirme hakkından yoksun olan tebaası yaptığı kötü şeyleri bile göklere çıkartır yönetici yönettiği insanlar tarafından işte böyle yoldan çıkarılıp kendini kaybeder
Sayfa 338 - kapı
... O günlerde tanrılar, bana, Hamurabi demişlerdi, iyi amellerin sahibim İhtiyacı olan insanlara yardım eden, bolluk ve bereket getiren(...) Güçlünün zayıfı ezmesini önleyen... Ülkeyi bilgilendiren ve halkın refahını arttıran.” İÖ. 1793?-İÖ 1750 Hamurabi Yasaları ...
... gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği Tanrı’yı sevemez. ... Yuhanna
Reklam
... Sevgili kardeşlerim, birbirimizi sevelim. Çünkü sevgi Tanrı’dandır. Seven herkes Tanrı’dan doğmuştur ve Tanrı’yı tanır. Sevmeyen kişi Tanrı’yı tanımaz. Çünkü Tanrı sevgidir. Tanrı biricik oğlu aracılığıyla yaşayalım diye O’nu dünyaya gönderdi, böylece bizi sevdiğini gösterdi. Tanrı’yı biz sevmiş değildik, ama O bizi sevdi ve Oğlu’nu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi. İşte sevgi budur. ... Yuhanna
... Insanoğlu hep kendi kendisinin en can sıkıcı sorunu olmuştur. ...
İnsan doğaya efendilik eder. Ne var ki, kapitalizmin sosyal düzeni -en azından teorik olarak- doğanın insanın efendisi olduğu ve mukadder dengesinin/ahenginin insanoğlunun felâketlerle sonuçlanabilecek girişimlerini önleyeceğine olan nahif inanca dayalıdır.
Reklam
Kopernik, “bilgimizi, tabir yerindeyse, yıldızları küçücük bir pencereden gören hapishaneden azat etmiştir.”
Bilinç, dünyayı izleme, keşfetme ve hâkim bir merkezden eyleme yön verme kapasitesidir.
HIRİSTİYAN İNSAN GÖRÜŞÜ
Dahası, bu, zihni esasen iyi ya da ölümsüz, bedeni ise esasen kötü addeden idealist yanlışı da önler, ama aynı zamanda, iyiyi insan doğasında, kötüyü insan ruhunda veya zihninde arayan romantik yanlışı da ortadan kaldırır. İncil’e göre insan, ruhen ve bedenen bir fani olarak yaratılmıştır. Anlaşılabileceği üzere, fevkalade rasyonel bir varsayıma dayanan bir görüşün rasyonel olarak irdelenmesi, derhal tehlikeye düşer, çünkü her şeyi rasyonel tutarlılık terimlerinde bir araya getirmeye çalışan akıl, tek bir bilineni irdeleme konusu yapıp diğerlerine buradan hareketle ve çıkarsama yoluyla varmak isteyecektir. En doğal eğilimi, insanı Tanrı ilan etmek anlamına gelir. Hıristiyan psikolojisi ve felsefesi bu hatadan asla tamamen kurtulamamıştır.
İnsan doğasına dair çağdaş görüş ayrılıklarını ve çatışmaları tam manasıyla değerlendirebilmek için, tipik çağdaş doktrinler ile insanoğlunun doğası hakkında Batı kültürünü şekillendirmiş olan geleneksel görüşün tarihsel ilişkisini kurmak gerekir. İnsan doğasına dair çağdaş görüşlerin tümü, insanoğlu hakkında iki belirgin görüşün uyarlaması, dönüştürülmüş hali ya da bileşkesidir. Bu iki belirgin görüşten biri, (a) klasik antik çağın, yani Greko-Romen dünyanın, diğeri ise, (b) İncil’in görüşüdür.
İnsanoğlu hep kendi kendisinin en can sıkıcı sorunu olmuştur. Kendisi hakkında nasıl düşünmelidir? Duruşu, itibarı, erdemleri veya evrendeki yeri hakkında yapabileceği her değerlendirmenin, iyice analiz edildiğinde, çelişkiler içerdiği görülür. Bu analizin teyit etmek üzere yola çıktığı önermeyi yadsıyan kimi varsayım ya da telmihler içerdiği görülür.
697 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.