Bediüzzaman Gönderileri
Bediüzzaman kitaplarını, Bediüzzaman sözleri ve alıntılarını, Bediüzzaman yazarlarını, Bediüzzaman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Şu fâni dünyada ve kısa ömürde ebedi hayatı kazanmaya gelmişiz. Ben hem burada rahat rahat oturayım, hem de orada Cenneti isteyeyim. Cennet o kadar ucuz değil."
"Eğer dostlardan müfarakat olmasaydı, ölüm ruhumuza yol bulamazdı ki gelip alsın."
-Sizinle bir mesele hakkında görüşmek istiyorum.
-Ne meselesi?
-Heykel meselesi.
-Ne heykeli?
-Bir heykelimi diktirmek istiyorum.
-Nereye?
-İstanbul'un Sarayburnu semtine.
-Hilâfet merkezine heykelinizi diktireceksiniz, öyle mi?
-Evet!
-Böyle bir şeye neden ihtiyaç duydunuz?
-Heykel sanatın ve medeniyetin icabıdır.
-Paşa! Biz sana heykel diktirmen için yardım etmedik.
-Hizmetlerimin gelecek nesiller tarafından hatırlanmasını istiyorum.
O zamana kadar paşaya pek aldırmayan ve onun sözlerine mümkün olduğu kadar kısa cevap vermeye çalışan Bediüzzaman birden durdu. Paşanın tavrının heykele fetva istemek olduğunu, Ankara'da kaldığı takdirde bunun gibi daha pek çok menhiyata fetva vermesi gerekeceğini anlayınca hiddetlendi. Ona dönüp şahadet parmağını yüzüne doğru uzattı.
-Dinle Paşa!..
-Söyle.
-Büyük Ku'rân'ımızın en büyük hücumu heykellerle putlaradır. Müslümanların sanat icabı sayılan heykelleri ise hastahaneler, mektepler, yetimhâneler, mâbedler, yollar, köprüler ve bunun gibi hizmet âbideleri olmalıdır.
"Sizi 'Bu kahraman bir hoca bize lazımdır' dedik. Sizi yüksek fikirlerinizden istifade etmek için buraya çağırdık. Geldiniz, en evvel namaza dâir şeyler yazdınız, aramıza ihtifal verdiniz."
İşte ne olduysa o anda oldu. M. Kemal ateş gibi kızarırken Bediüzzaman nuranîleşerek parladı. Kâinatın en büyük hakikatini onun mâneviyata bakan kör gözüne göstermek istercesine sert bir hareketle, sağ elinin orta ve şahadet parmağını çift uçlu mızrak gibi Paşaya uzattı.
"Paşa!..Paşa!.. İslamiyette imandan sonra en yüksek hakikat namazdır. Namaz kılmayan hâindir, hâinin hükmü merduttur."
"Her hayat karanlıkta başlar, ama büyüme daima ışığa doğrudur."
"Din hayatın hayatı, hem nûru hem esası,
İhyâ-yı din ile olur, şu milletin ihyâsı."
-Şimdi pek anlamıyorlar, ama gelecek zamanda bunlar da Müslüman olur. Ben o zamanlara zemin hazırlıyorum.
Ruslara ve Hristiyan esirlere gösterdiği ilginin sebebini soran Müslüman subaylara böyle izah etti hareketinin sebebini. Onun müsahamasından dolayı yalnız Müslümanlar değil, Ruslar ve diğer Hristiyanlar da seviyor ve hürmet ediyordu. Bazı Rus subaylarının mani olmaya çalışmasına rağmen, bazı Rus askerleri dilini bilmedikleri halde onun sohbetlerine iştirak etmeye başladı. Gittikçe artan bu hale bir mana veremeyen tercüman, bir seferinde hayretle Bediüzzaman'a bakınca o gülümsedi.
-Akılları anlamasa da ruhları istifade ediyor.
-Zaten anlasalar onlar da hemen Müslüman olur.
-İnşallah gelecekte anlarlar ve olurlar efendim.
-İnşallah, gelecekte olacaklar.
Her hayat karanlıkta başlar ama büyüme daima ışığa doğrudur.
Alimin ölümü, alemin ölümüdür.
