Yaver /
Yakın tarihin gördüğü belki de en büyük ütobist (ütobyacı) olan Enver Paşa'nın yaveri Muhiddin Bey'in anılarından yola çıkılarak oluşan bu eser, Enver Paşa'nın portresini daha net çiziyor.
Turancılık fikrinin askeriye kısmının savunucularından olan Enver Paşa, taa Orta Asya'nın Türkî cumhuriyetlerine gitmiş, oradaki halkı örgütlemeye çalışmış, yer yer Ruslara karşı gaza getirmiş, yer yer oradaki yerel Türk topluluklarıyla çatışmış, sonunda Tacikistan adında, kiminin haritada yerini bilmediği, kiminin hâlâ Türk devletleri arasında saydığı ama aslında İranî-Peştunî bir devlette hayatını kaybetmiş. Mezarı uzun yıllar sonra Türkiye'ye nakledilmiş.
Enver Paşa'yı halkımız Sarıkamış'daki hezimetten bilir daha çok. Bilmeyenler de önce Yaşar Kemal'in ''Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana''yı okumalı. Bu Enver Paşa ki askerleri Arabistan'ın cehennem sıcağından, Erzurum'un Allahuekber dağlarına, Kars'ın Sarıkamış'ına takviye eden, üzerlerinde çaputtan elbiseler, ayaklarında çarıklarla Erzurum'un Kars'ın buzdan dağlarına sürüklemiş bir ''askerî deha''dır. Bu Enver Paşa ki askeriyeden firar edenleri mermi ziyan olmasın diye ağaç kütükleriyle öldürtendir.
Neyse işte, Enver Paşa'nın yaverinin anlattıklarıyla bu hayalperest dünyasını, bu maceraperestliğini daha iyi idrak ediyoruz. Kitapta dikkat çeken bir husus da, o sıralar dalga dalga yayılan Bolşevik Rusya'nın ideolojisinin Enver Paşa üzerindeki tesiridir. Enver Paşa'nın mektupları ve telgrafları, Rusya'ya ne derece imrendiğini, Komünizm ile İslam devletleri arasında yaptığı mukayeselerle ayyuka çıkıyor.