Fatsa'da yaşananlar düşünüldüğünde insan, bir devletin neler yapabileceğini ve hangi aygıtları kullanarak insanlara zarar verebileceğini çok net bir biçimde görür. İşte bu kitap, Hitler'in gettoları, Stalin'in gulagları ve 1. Dünya Savaşı'nda azınlık halklarının topraklarından sürülmelerinde olduğu gibi uluslaştıkça ve ulus-devlet formuna girildikçe devlet vahşetinin hangi boyutlara ulaşabileceğini gözler önüne seriyor.
"Ya egemenlerin kiralık uşaklığını yapacaktım ve refah içinde yaşayacaktım, ya da halkımın gönüllü hizmetkârlığını yapacaktım ve yoksulluğu, mahpusluğu, işkenceyi hatta ölümü göze alacaktım. Ben, ikincisini tercih ettim."
"Orada Terzi Fikri diye biri çıkmış. Devlet benim diyor. Komite kurmuş. Fatsa'yı o komite yönetiyor. Ne yapılıp, yapılmayacağının kararını halk veriyor. Veya halk adına o komite. Yani kararı devlet vermiyor. Devlet otoritesi sıfır. Devletin kanunları Fatsa'da işlemiyor."
Fatsa'da yaşananlar düşünüldüğünde insan, bir devletin neler yapabileceğini ve hangi aygıtları kullanarak insanlara zarar verebileceğini çok net bir biçimde görür. İşte bu kitap, Hitler'in gettoları, Stalin'in gulagları ve 1. Dünya Savaşı'nda azınlık halklarının topraklarından sürülmelerinde olduğu gibi uluslaştıkça ve ulus-devlet formuna girildikçe devlet vahşetinin hangi boyutlara ulaşabileceğini gözler önüne seriyor.