Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Benim Delilerim

Aziz Nesin

Benim Delilerim Gönderileri

Benim Delilerim kitaplarını, Benim Delilerim sözleri ve alıntılarını, Benim Delilerim yazarlarını, Benim Delilerim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Girit’liydi. Bir dayısı vardı, görmemişti dayısını, salt adını biliyordu. Çünkü önemli adamdı. Dayısı, çok gençken Hıristiyan olmuş, papaz olmuş, papazlıkta da çok ilerlemişti. Papa’dan bir önceki, metrepoliten midir nedir, işte o yerde bulunuyordu dayısı. O sırada yine papa seçimi vardı. Dayısı, papa adayları arasındaydı.
Geçen yıl bir yabancı profesör arkadaşımla Aşiyan’ın altındaki Rumelihisarı mezarlığını geziyoruz. O mezarlık sanki bizim mahallemizdir; baksanıza orda kimlerin son evleri var: Orhan Veli, Adnan Veli, Ahmet Hamdi, Ulvi Uraz ve bir de baktım Hilmi Ziya’nın kabri ve aynı aile mezarlığında Celal Benneci’yle toprağı bölüşmüşler, koyun koyuna… Bu son buluşma çok düşündürdü beni.
Reklam
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Prof. Hilmi Ziya Ülken’in asistanıydı. Asistan!... Püf… Hiçbir güvencesi yoktu o zaman asistanların. Asistanların yazgıları, profesörlerinin iki dudağının arasındaydı.
Adını yazmak istemiyorum, kendisine olan sevgimden ötürü… Yaşıyor şimdi, ama bu bizim pis dünyamızda değil, bambaşka ve salt kendisinin olan bir dünyada yaşıyor. Adını yazmasam da, çok kişi tanıyacak O’nu.
Çok düşünmüşümdür o Tramvaycıyı… Çocukluğunda kimbilir ana babası kaç kez O’na Herşeyi yerli yerine koy!… Ortada bişey bırakma!… Herşeyin bir yeri olsun!… Yerdeki şeyi kaldır, kendi yerine koy!… demişler, böyle eğitmişlerdir. Belki de dediklerini yapmadığı için O’nu kaç kez azarlamışlardır. Kötü mü eğitmişler? İyi elbet…
Güzel Sanatlar Akademisi Resim bölümü öğrencisi Jak İhmalyan, hocası Bedri Rahmi’nin atelyesinde çalıştığı bigün, ordan apartopar alınıp tutuklanmıştı. Ayakkabısı eskimesin diye, çoğu siyasi tutuklular gibi Jak da takunya giyerdi cezaevinde. Bigün Jak,
Reklam
O zamanlar Harbiye askeri cezaevinde ziyaret günleri, ziyaretçilerle tutuklular orta bahçede yanyana oturup görüşürlerdi. Tutuklular sabah erkenden bahçeye ziyaretçileri için yer hazırlarlardı. Gölge tutacak duvar diplerine, yerlere halı, kilim, seccade serilir, üstlerine minder, yastık konulur, ziyaretçi beklenirdi.
Bilet denetçisi, kolunun altında karısının verdiği hamam bohçası, Dolapdere’den yukarı çıkmış, hamama gitmek için Kurtuluş durağında tramvay bekliyor. Tramvaycı olduğundan, tramvaya bilet parası vermeyecek.
-Ulan, böyle de sabotajcı mı olurmuş be… diye şaşkınlığını belirtince, yanındaki, – Sabotajcının boynuzu kulağı olacak değil ya, o da senin benim gibi bir Allahın kulu işte… dedi.
Muhallebicideki Kız
İşte bunlar deli olmalıydılar. Üçümüz de böyle dedik. Hiç deli olmasalar, ne diye durup dururken öyle kahkahalar atsınlardı? Sonra ne diye "Kuleliler..." diye bağırıp duracaklardı. Üstlerinde beyaz gömlekler olduğunu da görmüştük. Demek o beyaz gömlekler hastane kılığıydı. Ne de güzel kızlardı... Çünkü bize o yaşta bütün kızlar güzel görünüyordu.
Sayfa 181Kitabı okudu
226 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.