Rafael Nadal gibi bir sporcuyu izleme imkanı bulduğum için kendimi hep şanslı hissetmişimdir. Bir sporu çok üst düzeyde icra eden kimseleri izlemek, onları görmek ve yaptıklarına tanık olmak hem insanın sınırlarını anlama noktasında hem de bu gelişkinliği görmek açısından benim için çok değerlidir.
Temelde 2008 Wimbledon üzerinden bütün hayatı kronolojik olmayan bir şekilde işlenen Nadal'ın bir sporcu olarak en göze çarpan özelliği etrafının tamamen kozmopolit insanlar ile çevrili olmasıdır. Nadal'ın bu durumu sevgi ve saygı ile karşılaması ile birlikte etrafındaki insanların görece bilinçli oluşturdukları kültür ortamı Nadal'ı inşa ediyor.
Majestelerini yani Federer'i satranç sporunun zirvesine koyuyor; ama bunu yaparken bence biraz da alttan alta kendi çalışkanlığı ve disiplinini ön plana çıkarmaya çalışıyor. Sonuçta biz insanlar hayatta belli şekillerde tanımlanmak ve onlarla daha fazla ön plana çıkmak istiyor olabiliriz. Nadal'ın eminim daha çok duymak isteyeceği şey o yetenekliydi değil; o çok çalışkan ve disiplinliydi.
Benim HikayemRafael Nadal · Martı Yayınları · 201470 okunma
Canınızın istemediği zamanlarda bile antrenman yapmaya devam ederseniz , karşılığını , kendinizi iyi hissetmediğiniz maçları bile kazanarak alırsınız. Ancak böyle şampiyon olunur. İyi oyuncu ile büyük oyuncu arasındaki fark budur.
"The King of Clay" lakabıyla tenis dünyasına adını altın harflerle yazdıran Rafael Nadal'ın hayatına değinen bu kitap, tenise gönül veren herkesin keyifle okuyacağı bir çalışma
Benim HikayemRafael Nadal · Martı Yayınları · 201470 okunma
Bir koyu federer fanı olarak söyleyebilirim ki kitap gerçekten etkileyici,daha doğrusu nadalın azim dolu hayatı. İnsana güç veren ilham veren bir hayat. Özellikle tenisle veya herhangi bir sporla uğraşan insanların okumasını tavsiye ederim. Ben amatör ruhlu bşr tenisçi olarak işin mutfağının bu kadar çetin olduğunu bilmiyordum. Tenisi ne kadar iyi bildiğimi düşünsemde ufkumu dahada geliştirdi. Son olarak federer le rekabetininde etkisiyle nadala duyduğum antipati ve önyargı yerini saygıya bıraktı, tabiki eski doktorunun gene doping açıklamalarıda aklıkın bir köşesinde.
Benim HikayemRafael Nadal · Martı Yayınları · 201470 okunma
Nadal'ın Grand Slam finallerindeki her bir serviste her bir oyunda hissettiklerinden tutunda, çocukluğuna, aile bağlarına, kişiliğine hatta çoğu sporcunun idrak etmekte zorlandığı profesyonel sporun sağlıksız bir şey olduğuna kadar bir çok şeyden bahsediyor kitap. Aynı zamanda Federer ve Nadal arasındaki farkı da çok iyi anlamanıza yardımcı oluyor. İkisi arasındaki karakter farkının izlediğim ve gördüğüm şekilde olmasını sağladı. Biri çok hırslı bir savaşçı, diğeri aristokrat bir beyefendi gibi sahada. Bu kadar savaşçı bir insan izlenimi veren Nadal özel hayatında karanlıktan, denizden ve köpeklerden korkan ailesine bağlı hala onlarla yaşayan bir adam üstelik bunca başarısına rağmen alçak gönüllü bunda ailesinin ve antrenörü olan amcası Toni'nin payı büyük. Tenis sevin sevmeyin okumanın keyifli olacağı bir kitap. Nadal iyi sporculuğunun yanın asıl önemlisi iyi bir insan ama ben Federerciyim.
Benim HikayemRafael Nadal · Martı Yayınları · 201470 okunma
Beni oynarken seyredenler bilir; hayal kırıklığıyla homurdanır, çaresizlik içinde gözlerimi kapatırım. Fakat bir sonraki sayı için yerimi aldığımda o hayal kırıklıkları gider, unutulur, silinir ve geriye bir tek içinde bulunduğum an kalır.
Dünyanın en iyi tenis oyuncusunun bunu hak etmek için nasıl çalıştığını, nasıl yaşadığını, nasıl düşündüğünü ve nasıl davrandığını merak eden tenis severlere şiddetle tavsiye ediyorum.
Benim HikayemRafael Nadal · Martı Yayınları · 202070 okunma