Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Berzem Sözleri ve Alıntıları

Berzem sözleri ve alıntılarını, Berzem kitap alıntılarını, Berzem en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Vefa
Biliyor musun Süleyman?.. O gün bambaşka bir gündü. O gün, mümin ile münafıkın belli olduğu Uhud günü gibiydi, Sultan Alp Arslan’ ın Uhud’u… Sultan düşmüş, ben düşmüştüm. Yediğim hançer ciğerimi delmiş, gözümün ferini söndürmüştü. Kolumu bile kıpırdatamıyordum. Birileri “ Sultan öldü.. Sultan öldü.." diye bağırıyor, kaçışıyorlardı. O an sanki Uhud’daydım. Okçular, birbirlerine bakıp “ganimet , ganimet” diye bağırıyor, tepeyi terk ediyorlardı. Atlılar, piyadeler kaçmış, müşrikin bir Peygambere taş atıp yüzünü başını yaralamıştı. Mübareğin dişi kırılmış, ağzı kan dolmuştu. “ Canım sana feda olsun” diyenlerin çoğu kendi canlarının derdine düşmüş “Peygamber öldü.. Peygamber öldü” diye bağırıyor, kaçışıyorlardı. Ben o an Abdullah bin Cübeyr gibiydim, tepeden inen okçuları tutamıyor, yerimden bile kımıldayamıyordum. Birden bir ses duydum. Sanki Uhud’un eteklerinden Enes’in sesi, Esma’nın haykırışı çınlıyordu kulaklarımda… “ Bre, siz niye ölmediniz, niye hala yaşıyorsunuz?..” İşte son hatırladığım buydu. Sonra bayılmışım…
Sayfa 34 - Kronik Yayınları
Ben efendime sadakat yeminimi bozmam.Esir de olsa o emretmediği sürece hizmetinden ayrılmayacağım.
Reklam
“İhaneti iblisler yazadursun, ben vefa ve sadakati yazacağım.”
Sultan Alp Arslan 1063'te Selçuklu tahtına oturdu.
“Zaman, yalnızca Tanrı’ya yârdı ve kişi oğlu hep ölmek için türemişti.”
Sayfa 141Kitabı okudu
“Olacak olur, çâr nâ-çâr; İster gönlünü rahat tut, ister dâr.”
Reklam
Söz konusu olan bütün İslam âleminin kaderiydi.
Öfkesi gitmiş, sadece hüznü kalmıştı.
“Böyle güzel hayır eserleri bırakanlara ne mutlu...”
Alp Arslan
Biliyor musun Süleyman?.. o gün bambaşka bir gündü. O gün, mümin ile münafıkın belli olduğu Uhud günü gibiydi, Sultan Alp Arslan’ ın Uhud’u… Sultan düşmüş, ben düşmüştüm. Yediğim hançer ciğerimi delmiş, gözümün ferini söndürmüştü. Kolumu bile kıpırdatamıyordum. Birileri “ Sultan öldü.. Sultan öldü.. “ diye bağırıyor, kaçışıyorlardı. O an sanki Uhud’daydım. Okçular, birbirlerine bakıp “ganimet , ganimet” diye bağırıyor, tepeyi terk ediyorlardı. Atlılar, piyadeler kaçmış, müşrikin bir Peygambere taş atıp yüzünü başını yaralamıştı. Mübareğin dişi kırılmış, ağzı kan dolmuştu. “ Canım sana feda olsun” diyenlerin çoğu kendi canlarının derdine düşmüş “ Peygamber öldü.. Peygamber öldü” diye bağırıyor, kaçışıyorlardı. Ben o an Abdullah bin Cübeyr gibiydim, tepeden inen okçuları tutamıyor, yerimden bile kımıldayamıyordum. Birden bir ses duydum. Sanki Uhud’un eteklerinden Enes’in sesi, Esma’nın haykırışı çınlıyordu kulaklarımda… “ Bre, siz niye ölmediniz, niye hala yaşıyorsunuz?..” İşte son hatırladığım buydu. Sonra bayılmışım…
Sayfa 144Kitabı okudu
190 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.