Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beş Şehir Sözleri ve Alıntıları

Beş Şehir sözleri ve alıntılarını, Beş Şehir kitap alıntılarını, Beş Şehir en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Merkez efendi hayatta iken olsa olsa onun bir dervişi olabilirdim. Yahut da onlardan yolum ayrılır, mücadele eder veya sadece lakayt kalırdım. Şimdi ise onu ve emsalini başka bir gözle görüyorum. Hepsi idealin serhaddinde susmuş bu insanların hikmetinde kaybolmuş bir dünyayı arıyorum. İstediğime onlarla erişemeyince şiire, yazıya dönüyorum. Onu musikînin kadehinden istiyorum; kadeh boşalıyor, susuzluğum olduğu gibi kalıyor; çünkü sanat da aşk gibidir, kandırmaz, susatır. Ben seraptan seraba koşuyorum. Her başına koştuğum pınarda muammalı çehreler bana uzanıyor; bilmediğim, seslerini tanımadığım dudaklar benimle bitmez tükenmez işaretlerle konuşuyorlar, fakat hiçbirinin dediğini anlamıyorum; ruhum dudaklarından ayrılır ayrılmaz hiçbir şeyin değişmediğini görüyorum. Belki onlar da bana kendi tecrübelerinden, her adımda karşılarına çıkan sert duvarlardan bahsediyorlar; "Biz de senin gibiydik, diyorlar, hiçbir suale cevap alamazsın. Asıl olan içindeki hasrettir; onu söndürmemeye çalış" Ve onun eski bir ocak gibi daima uyanık bulunması için kâh Ferahfeza Peşrevi'ni veya Acemşiran Yürük Semâîsi'ni, kâh Süleymaniye'nin beyaz fecir gemisini, kâh Karacaahmed'in serviliklerini karşıma çıkarıyorlar; Şerefâbâd'ın kırık mermer havuzlarına benzeyen bir yığın adı, bu hazır kalıpları içimdeki hasretle doldurayım diye bana uzatıyorlar.
Sayfa 235 - YKY
Niçin mutlaka hayatta bir devam istemeli ve neden bir ihtiras sahibi olmalı? Bütün bunların lüzumu ne? Bütün pınarlardan içmiş olsam bile ne çıkar? Lezzetle bitirdiğimiz her kadehin dibinde hep aynı ifrit, kül rengi hadekalarında hiçbir aydınlığın gülmediği kayıtsız, sabit gözlerle sarhoşluğumuza gülecek olduktan sonra...
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
Hayat, şüphesiz sadece gözlerimizde değildir.
Sayfa 176Kitabı okudu
Fakat bizim acılarımız nedense hapsedilmeye mahkûmdur. Onlar, dinlenilmesi sadece tesadüfe bağlı birkaç türküde yaşıyor.
İnsan ömrü, unutmanın şerbetine yiyecek kadar muhtaç.
En büyük meselemiz budur; mazi ile nerede ve nasıl bağlanacağız; hepimiz bir şuur ve benlik buhranının çocuklarıyız; hepimiz Hamlet' ten daha keskin bir "olmak veya olmamak" davası içinde yaşıyoruz. Onu benimsedikçe hayatımıza ve eserlerimize daha yakından sahip olacağız. Belki de sadece aramak ve bütün kapıları çalmak kâfidir. Çünkü bu dâüssılanın kendisi başlıbaşına bir alemdir. Onunla geçmiş hayatın en iyi izahını yapabiliriz; bu sessiz ney namesinde ölülerimiz en fazla bağlı olduğumuz yüzleri ile canlanırlar ve biraz da böyle olduğu için onun ışığında daha içli, daha kendimiz olan bir bugünü yaşamamız kabildir
Sayfa 235 - YKY
Reklam
Erzurumlu İbrahim Hakkı
Hiç ummadığın yerde, nâgâh açılır perde, derman erişir derde.
Yaşanmış hayat unutulmuyor, ne de büsbütün kayboluyor, ne yapıp yapıp bugünün veyahut dünün terkibine giriyor.
Sayfa 36 - YKY
İstanbul
Eski İstanbul mahallelerinde dolaşıp da bu zamanı duymamak, onun tılsımlı kuyusuna düşmemek imkansızdı. Bu, elle dokunulacak kadar kesif, rûhani renklere bürünmüş, her karşılaştığını bir rahmanîliğin sınırlarına kadar götüren, en basit şeylere bir içlenme, bir "mâğfiret" edası veren, dua ve tevekkül yüklü, dünya ile ahiretin arasında aralık bir kapı gibi duran garip bir zamandı. Eski İstanbullu, yüzünü bu zamanın aynasında çok uzak, âdeta erişilmez ötelerden gelmiş bir şey, bütün bir ahiret kokusuyla tütsülü bir gölge gibi seyrederdi.
Sayfa 158 - YKY
En iyisi, bırakalım hatıralar içimizde konuşacakları saati kendiliklerinden seçsinler.
Sayfa 259Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.