Sedyede yatan kadın bileğimi yakalayıp
"Ölmeme yardım et," diye yalvarıyor.
Ka-bum, ka-bum, ka-bum...
"Nasıl ölünür, bilmem, ben doktor değilim."
diye fısıldıyorum.
Umutsuzca gevşettiği parmaklarının izi kalıyor kolumda.
Kadın, gözlerini tavana çeviriyor.
Bileğimi kavrayan eliyle
üzerindeki beyaz örtüyü yüzüne kapatınca
bütün makineler ötmeye başlıyor.
Bir kalp durdu!
Uzun koridorda açılan her kapıdan bir doktor başını uzatıp
"Bir kalp durdu."
diye bağırıyor.
Hepsinin bana baktığını fark ettiğimde
"Benimki değil!"
diye savunuyorum kendimi. "Atıyor hala dinleyin:
Ka-bum, ka-bum, ka-bum..."