Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beyaz At

Elsa Triolet

Beyaz At Sözleri ve Alıntıları

Beyaz At sözleri ve alıntılarını, Beyaz At kitap alıntılarını, Beyaz At en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tuhaf, inanılmaz bir hafiflik bütün vücudunda. Gerçekten de, bu peksimetten farksız yatağın üzerinde hiçbir ağırlığı yok gibi. İnsanı ağırlaştıran, aşk ve dostluktur; oysa ne aşkı, ne dostluğu var şimdi; bir piliç boşaltır gibi içini boşalttılar. Açık gözlerinden yaşlar süzülüyordu karanlıkta; yanaklarını yıkayan arı bir su, saydam ve acılıksız. Hıçkırmıyordu, muntazamdı soluğu, uyuyor sanırdınız. Uyuyordu zaten. Kurşun gibi çöküyordu sessizlik ve hava, bir ağız tıkacı olacak kadar koyulaşıyor, yoğunlaşıyordu.
+Birer uyurgezersiniz sizler, diyordu Michel. Edebiyatınız da, sokaklarınız da uyurgezer dolu. Neyin etkisi altında hareket ettiğinizi bilemiyorum bir türlü... Alınyazısının etkisi altında belki. Ama kaderinizin gelişmesinde hiçbir payınız yok gibime geliyor daima. Hani birtakım serseriler vardır, hareket halindeki trenlere atlarlar, marşandiz vagonlarına. Kitaplarda, filmlerde ve hayatta hep aynı şekilde geçiyor işleriniz. Nereye gittiğini bilmeden atlıyorsunuz trene. Dikkat edin: Şahsen ben de öyle yapıyorum; yalnız ben, hoşuma gittiği için yapıyorum bunu, böyle yapmayı seçtiğim için. -Hiç de o kadar düşünüp taşınan bir kimse hali yok sizde. +Evet ama bu, hoşuma giden şeyi bilmek için düşünmek ihtiyacı duymamamdan ileri geliyor!
Reklam
Yarabbi ne çarpıcı gözleri vardı! Açık mavi ve soluk ve birden bir bakışla parıldayan. Bakış mı? Hayır: Bir okyanusun üzerinde bir güneş doğuyordu., açık mavi bir mutluluk okyanusunun. Sonra kayboluyordu güneş ve gözbebekleri ancak bir siyah toplu iğne tepesi kadar büyük olan gözler, yeniden, o soluk balık pullarından ibaret kalıyordu. Ve bu sönüşle bütün o pembe yüz de birlikte çözülmekteydi; büyük alın kırışıyor, incecik kaşların altındaki belirsiz kirpikli gözlerin altında halkalar beliriyordu. Dik burun, zarif burun delikleri ve kusursuz ağız...
Uyduğu tek kural Michel'di Julia'nın. Hayatın özüydü Michel; kendini hepten kapıp koyvermesine, uçurumun dibine kadar yuvarlanmasina engel olan sebepti. Ve ilişki kurduğu erkekleri daima uzak tuttu Michel'den, zaten kendisi de pek farkına varmıyordu onların: Kalbinde birden fazla aşka yer yoktu.
Cehaletle en umulmaz bilgiler, ince bir duyarlılıkla amansız bir hissizlik, iyi bir aile terbiyesiyle müthiş bir küstahlık iç içeydi bu Michel'de..
Kültür de klasik dans gibidir, küçücükten başlamak lazım.
Reklam
"Zavallı Helene, benim hiçbir şey sevmediğimi sanıyor hayatta. Yollarda başıboş yürümeye bayıldığımı niye söylemedim sanki?"
Ve insanın yegâne dostları, kim ne derse desin, çocukluk arkadaşlarıdır: daima bir rahatlık; yeni arkadaşların, Alfredo’dan çok daha iyi anlaşabileceğiniz kimseler olsa bile hiçbir zaman veremedikleri tatlı bir gevşeme duygusu verirler bize..
O hikayenin ayrıntılarını pek iyi hatırlayamıyordu. Kendi geçmişimiz bile kaçıp kurtuluyor elimizden desene! Tıklım tıklım hale geliyor belleğimiz, bütün anılara yer kalmaz oluyor, ve birer ikişer kaybetmeye başlıyoruz anılarımızı.
Sayfa 358Kitabı okudu
Zaman aşkı da silip geçiyor.. -diye mırıldandı Michel.
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
Nihayet bir gün Michel, bir kilisenin önünde durarak: –Taşlar güzeldir ama.. -dedi- bir tek ağaca değişmem bütün bu taşları! İnsanlarda duvarlar örmek hastalığı var nedense.
Sayfa 100Kitabı okudu
...saçlarında güneş lekeleri dans etmekteydi..
Ellerime çakılan çiviler, Marcel'in "Haklarından geleceğiz!" diye bağırmasından daha mı çok acı verecek yani?
28 öğeden 16 ile 28 arasındakiler gösteriliyor.