En Eski Beyaz Diş kitaplarını, en eski Beyaz Diş sözleri ve alıntılarını, en eski Beyaz Diş yazarlarını, en eski Beyaz Diş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yazar yavru bir kurdun vahşi doğada hayatta kalma mücadelesini ve kurdun gözünden insanları anlatıyor. Kitap heyecan uyandıran öyküsü, dili, betimlemeleri ile okunmayı hak ediyor. Okurken çok yoğun eylem ve duyguya maruz kalıyorsunuz
Yarı köpek, yarı kurt olan Beyaz Diş'in annesi Kiche önce karşımıza çıkıyor. Beyaz Diş dünyaya geldikten sonra onun dünyasına giriyoruz. Onun kendisini ve çevresini keşfetme, içgüdülerinin farkına varma ve dünyayı anlama sürecini görüyoruz.
Kitapta Beyaz Diş insanları Tanrı olarak görüyor ve yaban hayatından çok onlara sığınmayı tercih ediyor. Beyaz Diş'in doğduğu ortamdan içine girdiği çevreye uyum sağlama süreci anlatılıyor. Beyaz Diş çok zeki bir kurt ve bunu her seferinde sahibine ispat ediyor. Bilmediği sevgiyi sahibinden öğreniyor ve çok hoşuna gidiyor, o da sevgisini sahibinin koltuğunun altına başını sokarak ispat ediyor.
Beyaz diş yabana ait olmasına rağmen zekası ve içgüdülerine güvenmesi sayesinde bir yaşam savaşçısına dönüşüyor. Uğradığı zorbalıklar nedeniyle hırçınlaşıyor. İnsanların dünyasında bir benlik arayışına giriyor.
Beyaz DişJack London · Panama Yayıncılık · 202176,7bin okunma
Yavru, insan gibi düşünüyor olsaydı, hayatı aç gözlü bir iştahla, peşinden koşulan ve takip edilen, avlanan ve av olan, yiyen ve yenilen olarak özetlerdi.
Etin altındaki ruh, öfkeli, görkemli ve yenilmezdi. Ama söz konusu efendisi olunca şamar etine zarar vermeyecek kadar hafifti. Çünkü o şamar daha derinlerde bir şeye dokunuyordu.
Artık annesiyle birlikte avlanmaya çıkıyordu ve avın öldürülmesiyle ilgili çoğu şeyi gördükten sonra kendi üzerine düşeni yerine getiriyordu. Kendine has tarzıyla av kanunu öğrenmişti. Ona göre varlıklarda iki tür vardı; kend türü ve diğerleri. Kendi türü annesini ve kendisini kapsarken, diğerleri hareket eden diğer tüm canlı varlıkları kapsıyordu. Ama diğer tür de kendi içinde bölünüyordu. Birtakım canlılar kendi türünün öldürüp yedikleri canlılardı; bu küçük canlılar ellerinden gelse kendisini öldürebilecek olanlardan oluşmuştu. Bir takım canlılarsa kendi türlerini yiyor ya da kendi türüne yem oluyordu. İşte av kanunu oluşturan sınıflandırma bundan ibaretti. Hayatın amacı avlanmaktı. Hayatın kendisi avdı. Yaşam bir başka yaşama can veriyordu. Avlananlar ve avlardan oluşuyordu. Yasa şunu söylüyordu : YE YA DA YEM OL...