Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beyaz Diş

Jack London

Beyaz Diş Gönderileri

Beyaz Diş kitaplarını, Beyaz Diş sözleri ve alıntılarını, Beyaz Diş yazarlarını, Beyaz Diş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Beyaz Diş bocalıyordu. Benliğinin derinliklerinde, öğrendiği yasalardan, kendisini yoğuran âdetlerden, hatta efendisine duyduğu sevgiden ve kendi hayatını yaşama isteğinden bile daha ağır basan güçlü bir duygu vardı. Collie, bu duraksama anında yanına gelip yeniden sırnaştı ve yine koşmaya başladı. Bunun üzerine Beyaz Diş döndü ve dişinin ardına takıldı.
Beyaz Diş çelişik duyguların etkisi altında allak bullak olmuştu. El, tehlike duygusu uyandırırken ses ise yatıştırıcı bir güvenlik duygusu veriyor, öte yandan sesin tatlılığına karşın içinde bir güvensizlik duygusu doğuyordu. îçinde kabaran duyguların, birbirini bastırmak için yaptıkları çarpışma öylesine şiddetliydi ki, Beyaz Diş işin içinden çıkamıyordu bir türlü. Sonunda ılımlı bir yol izledi. Fırlayarak tüylerini kabarttı ve kulaklarını arkaya devirdi. Ama ne ısırmaya kalktı, ne de kaçmaya. El gittikçe yaklaşıyordu. Sonunda, kabarmış tüylerinin uçlarına değdi. Beyaz Diş büzüldü. O büzüldükçe el de iniyor, gittikçe bastırıyor, tüylerini sıvazlıyordu. Ezile büzüle, neredeyse titreyerek kendini tutmaya çabaladı. Elin dokunuşu içgüdülerini ayaklandırıyor, ona acı veriyordu. Neler çekmişti insanların elinden, bütün bunları nasıl olur da bir günde unutuverirdi. Gelgelelim yeni efendisinin isteği böyleydi ve o da bu isteğe boyun eğmek için kendini zorluyordu.
Reklam
Şimdiye dek hiç tanımadığı birtakım duygular uyanıyordu Beyaz Diş'in içinde. Garip bir mutluluğa kaptırdı kendini. Sanki ruhunda bir eksiklik tamamlanmış, bir boşluk doldurulmuş gibiydi. Ne var ki, birdenbire içgüdüsel bir dürtüyle irkildi, başından geçen olaylar, eski acı anılar yeniden canlandı gözlerinin önünde. İnsanlar çok akıllıydı. Allem eder kallem eder, binbir türlü oyuna baş vurup, yapacaklarını yaparlardı.
Aylar geçiyor ve köpekle insanoğlu arasındaki anlaşma gittikçe pekişiyordu. Çok eskilere dayanan bir anlaşmaydı bu, taa ilk kurdun ormandan kaçıp insanla yakınlaştığı günlerden beri süregeliyordu. Beyaz Diş çabalarıyla bu anlaşmaya kendinden yana bir nitelik kazandırmıştı. Anlaşmanın koşulları çok basitti. Beyaz Diş et ve kemikten yapılmış bir insan uğrunda özgürlüğünü hiçe sayıyor, bunun için de yiyor, ısınıyor, korunuyor ve yakınlık görüyordu. Bunlara karşılık efendisinin malını canını koruyor, ona hizmet ediyor, buyruklarına boyun eğiyordu. İnsanoğlunun malı olmak, ona hizmet etmek anlamına geliyordu. Beyaz Diş bu görevi yerine getiriyordu, ama hizmet etmesinin nedeni sevgi değil korkuydu. Zaten sevgi nedir doğru dürüst bilmiyordu bile...
Yaradılışının derinliklerinde uyuklayan birtakım karanlık noktalar vardı. Bir çift tatlı söz, okşayan bir el bu derinliklere ulaşıp o karanlık noktaları uyandırabilirdi...
Aklı her şeye eriyordu, olgunlaşmıştı artık. İçinde yaşadığı dünyayı adamakıllı tanımıştı. Bomboş ve maddiydi bu dünya. Kaba, sert, acımasız ve soğuk olması bir yana; sevgiden, okşamadan, sevecenlikten de eser yoktu...
Reklam
Beyaz Diş
Çaresizliğiyle birlikte umutsuzluğu da artıyor, daha yüksek sesle çığlık çığlığa ağlamaya devam ediyordu. Neden sonra içini bir utanç bürüdü. Kahkahaların ne demek olduğunu anlamıştı, öbür hayvanların alaya alındıklarını nasıl sezdiklerini bilmiyordu. Beyaz Diş insanlara alay konusu olduğu için utanç duyuyordu. Ateşten yandığı için değil, onurunda büyük bir yara açan kahkahalardan kaçtı ve sopasının ucunda çılgınca bir öfkeyle çırpınan Kiche'nin, yeryüzünde ona acıyan tek yaratık olan anasının yanına sığındı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.