Sözler ve Alıntılar
Yeme içme, giyim kuşam olarak köyün zengini ile fakiri aynı hayatı paylaşırdı. Varlıklı sayılanlar, daha fazla tarlası ve daha fazla davarı (koyun ve keçi sürüleri) olan üç dört aileydi. Bu da onlar için çok iş, çok çalışma ve çok yorulma demekti.
Sayfa 17 - TimaşKitabı yarım bıraktı
Babamın yaşadığı olumsuzluklar, onun çok az gülmesinden ve sert mizacından anlaşılırdı.
Sayfa 20 - TimaşKitabı yarım bıraktı
İstanbul’un en büyük ve tanınmış bu hocalarından her biri, bize Kur’ân okutuyor ve okuyuşlarımızı beğeniyorlardı ama aldığımız cevap hep aynıydı, “Yatacak yerleri varsa okutalım.”
O yıllarda nüfusu aşağı yukarı yedi yüz bin civarında olduğu söylenen koskoca İstanbul’da üç kişiyi barındıracak yer bulunamıyordu.
Sayfa 69 - TimaşKitabı yarım bıraktı
Sahanlıkta ayakta etrafı seyrediyor ve ilk defa deniz kokusu alıyordum. Denizden gelen hışırtılı seslere, köpüklü dalgalara, vapurda akşamleyin etrafı gündüze çeviren elektrik lambalarının sulara akseden hareketli ışıltılarına dalarak ilerliyorduk.
Sayfa 68 - TimaşKitabı yarım bıraktı
Bu münasebetle şu hususu tekrar söylemeliyim ki, hafız kalmak, hafız olmaktan çok daha zordur.
Sayfa 122 - TimaşKitabı yarım bıraktı
Bir zamanlar bu cadde dünyanın en zarif insanların akşam gezilerine çıktıkları Broadway’di. Benim ailem de beş göbekten beri Péralıdır. (Péra, Beyoğlu’nun eski adı)
Şimdi ne o güzel akşam gezileri, ne de ailem kaldı.
Sayfa 89 - TimaşKitabı yarım bıraktı
Şartları mevcut olduğunda, her Müslüman’ın yerine getirmesinin dinen zorunlu olduğu hac yapma görevi, tek parti idaresinde yasaktı.
1950’den sonra Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle, isteyen Müslümanlara hacca gitme müsaadesi verilince, hcoaefendi, özel bir şirket tarafından görevli olarak vapurla hacca gönderildi.
Sayfa 82 - TimaşKitabı yarım bıraktı