Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Big Bang ve Tanrı

Caner Taslaman

En Eski Big Bang ve Tanrı Gönderileri

En Eski Big Bang ve Tanrı kitaplarını, en eski Big Bang ve Tanrı sözleri ve alıntılarını, en eski Big Bang ve Tanrı yazarlarını, en eski Big Bang ve Tanrı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
221 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Din ve Bilimi birbirinden ayıranlar bu kitabı alıp, okuyup, sussunlar..Kitapta Din, Bilim ve Felsefeye dair çok şey mevcut..Big Bang Teorisiyle Tanrının var olduğunu çok iyi ilişkilendirmiş..Big Bang Teorisini de anlaşılır ve bilimsel bir şekilde çok iyi açıklanmış..Okunmalı...
Big Bang ve Tanrı
Big Bang ve TanrıCaner Taslaman · İstanbul Yayınevi · 2015589 okunma
221 syf.
·
Puan vermedi
C.Taslaman'ı tanımam modern bilime olan merakımla başladı. Akabinde Caner hocanın muhtelif yerler katıldıgı programlara ait videolara rast gelince merakım iki kat daha artmış oldu.Kendine yükledigi misyon olan; metafizigi modern fizikle buluşturma ve kutsal metinlerin aslında ilmi hakiketlerin çokta dışında ortaya tez koymadigi fikri ülkemiz için yeni olan bir fikirdi kanaatimce. İzleyen süreçte Caner Hocanın kitaplarıyla tanışma fırsatı buldum bilgi açısından oldukça doyurucu bir eser bu kitap; ülke gençliginin muhakkak suretle okuması gereken çok kıymetli bir eser. Okuyucu dostlarıma tavsiyem esere başlamadan evvel felsefe ve bilim tarihi hakkında ufak çaplı bir araştırma yapmaları ve kitaba öyle başlamalari, okuyucu dostlara şimdiden iyi okumalar. . .
Big Bang ve Tanrı
Big Bang ve TanrıCaner Taslaman · İstanbul Yayınevi · 2015589 okunma
Reklam
221 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Evrendeki her şeyin temelini felsefe oluşturuyor.Evren benim için muhteşem bir araştırma tutkusu olmuştur.Bu kitabın hoşuma giden yönü,çoğu fizikçilerin "Tanrı" olgusunu hiçe sayarak,tamamen maddeselcilik üzerine yoğunlaşmalarının dışında,Caner Taslaman hoca,bilimi din ve felsefe ile birleştirerek,bizim gibi, bu konular üzerine okul okumamış insanlara sade ve anlaşılır dille anlatması oldu.Einstein ve Hawking'i okuduktan sonra bu kitap çok farklı geliyor.Sizde benim gibi bilimi,dini ve felsefeyi bir araya getirmeyi seven,evreni araştırmaya meraklıysanız,okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar..
Big Bang ve Tanrı
Big Bang ve TanrıCaner Taslaman · İstanbul Yayınevi · 2015589 okunma
Teleskobun icadından önce bilinen en ciddi gözlemleri Tycho Brahe (1546-1601) gerçekleştirdi. Danimarka kralının desteğini alan Brahe, gökyüzünün haritasını detaylı bir şekilde çıkarmıştı. Bu arada İslam dünyasına dönersek, aynı yıllarda Takiyuddin tarafından (1575’de) İstanbul’da rasathane yapıldığına tanık olmaktayız. Fakat artık Müslüman dünyanın “Altın Çağı” sona ermiştir. Kıskançlıklar bilimsel çabanın önüne geçmiş ve uğursuzlukla suçlanan Takiyuddin’in rasathanesi 1582’de top mermileriyle yıkılmıştır. Müslüman dünyanın, bilimin gelişmesine katkıda bulunacağı süreç artık çok gerilerde kalmıştır.
Sayfa 28 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Albert Einstein da başta Newton’un fiziğinin etkisi altındaydı; Einstein, 1916 yılında ilk olarak durağan bir evren modelini ortaya attı. Ne var ki hemen sonra durağan bir evrenin çekim gücünün etkisiyle tek bir bileşene çökeceğini gördü. Durağan evren modelini, kendi teorisiyle bağdaştırabilmek için Einstein’ın, denklemlerine soktuğu “kozmik itme” hiç bir mantıksal sebebe, gözleme veya teorik gerekliliğe dayanmıyordu. “Kozmik itme”yi, Einstein’ın ortaya atışının tek nedeni, Newton’un sonsuz durağan evren modeline karşı beslediği inançtı, bunun aksinin imkansız olduğunu sanıyordu. İlerleyen yıllarda Einstein, bu fikrini hayatının en büyük hatası olarak değerlendirecek, durağan ve sonsuz evren fikrinin yanlışlığını kabullenecektir.
Sayfa 38 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Einstein’a göre kütlesi olan cisimler uzayı çökerterek etkilemektedir. Uzay salt bir boşluk değildir, kütleye bağlıdır ve kütleden etkilenmektedir. Anlaşılması zor gözüken bu olay şöyle bir benzetmeyle anlaşılabilir: Uzayı temsilen iki boyutlu bir çarşafı düşünelim. Çarşafı gergin bir şekilde iki kişi tutsun. Bu çarşaf üzerine bir elma koyalım. Çarşaf hemen gerginliğini kaybeder ve kütlenin etrafına çöker. Eğer elma yerine bir gülle koyarsak çarşaf o kadar çok çöker ki, o çarşafı elle tutmak zorlaşır. Demek ki kütle arttıkça; cisimler, yüzeyi daha çok eğriltiyor, çökertiyor şeklinde bir yargıya varabiliriz. Einstein’ın yerçekimi açıklamasına göre, uzayı en fazla Güneş çökerttiği için, biz, Güneş’in çevresinde döneriz. Einstein’ın bu açıklamasında evren, eğer durağan bir yapıda olsaydı, bütün maddenin (yıldızların, gezegenlerin...) zamanın ve mekanın en büyük çukurunun dibinde birleşecekleri görülmektedir. Newton’un fiziği cisimlerin birbirlerini çekmelerini açıklamıştır, Einstein’ın fiziği ise bunu daha geliştirmiş ve kütlesi olan bir cismin, zamanı ve uzayı nasıl değiştirdiğinin matematiğini ortaya koymuştur.
Sayfa 41 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Reklam
Hubble’ın teleskobuyla yaptığı gözlemler O’nun, evrendeki galaksi sayısının yüz milyondan fazla olduğunu ilk olarak ortaya koymasıyla başladı. Onun bu sözlerini duyanlardan “Bu adamın artık emekli olma zamanı geldi” diyenler çoğunluktaydı. Alaylara kulaklarını tıkayarak çalışmalarını sürdüren Hubble, 1929 yılında, uzak galaksilerin Samanyolu’muzdan uzaklaştığını farketti. Uzayda hangi yöne bakılırsa bakılsın galaksiler birbirlerinden uzaklaşıyordu. Hubble ısrarla gözlemlediği bütün galaksilerde aynı sonucu elde etti. Hubble’ın bu keşfi, uzaydaki yıldızların sayılarına dair keşfinden de büyük bir zihinsel devrime yol açacaktır. Başta, bu beklenmedik keşfin önemi iyice anlaşılamadı. Hubble’ın keşfettiği evrenin en iyi örneği, şişen bir balondur. Balonun yüzeyinde bir nokta işaretleyin ve sonra onun çevresine rastgele başka noktalar serpiştirin. Balon şişerken genişleyecek ve yüzeyindeki noktalar ilk başlangıç noktasından ve birbirlerinden sürekli uzaklaşacaklardır. Kısacası, evrenin de şişen bir balon gibi genişlediği anlaşıldı.
Sayfa 48 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Edwin Hubble başta boksör olmayı düşünüyordu. O, bu isteğinde ısrarcı olup teleskobik gözlemlerini bıraksaydı, acaba kaç kişiyi nakavt ederdi? Oysa görülüyor ki onun gözlemleri; evrenin sabit, durağan bir yapıda olduğunu düşünen bir yığın bilim adamını nakavt etmiştir. Teorik delilin sersemlettiği sabit ve durağan evren fikri, denilebilir ki Hubble’ın karşısında nakavt olmuştur. Günümüze kadar yapılan tüm gözlemler Hubble’ın bulgularını onaylamıştır. Fakat en başta, Hubble’ın bulgularının yol açacağı felsefi sonucu gören ateistler direnmişler ve evrenin genişlediğini kabul etmek istememişlerdir. Genişleyen bir evren; değişmez, sonsuz, ezeli ve ebedi evren fikrine bağlanmış ateist bilim adamlarının kabul edemeyecekleri bir kavramdı. Bu nedenle Hubble gözlem verilerini ilk ortaya koyduğunda, onu küçümseyenler ve ulaştığı sonuçları göz ardı edenler oldu. Ancak bu yeni buluş özellikle bir bilim adamını heyecanlandırmıştı. Bu daha da önce kendisinden bahsettiğimiz Lemaitre’dır. Daha evvel gördüğümüz gibi Lemaitre ve Friedmann birbirlerinden bağımsız olarak, teorik temelde, genişleyen bir evrenin gerekliliğini matematiksel formüller ile ortaya koyan kişilerdir. Lemaitre sadece teorik açıklamayla yetinmemiş, Hubble’ın gözlemsel verilerini de kullanmış, böylece Big Bang’i hem teorik, hem de gözlemsel delillerle destekli bir şekilde ortaya koymuştur.
Sayfa 50 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Her an genişleyerek büyüyen bir evren, Herakleitos’un (M.Ö. 540-480) “Aynı nehirde iki defa yıkanılmaz” sözünü hatırlatmaktadır. Genişleyen evren her an farklı bir evren olmakta ve biz her an farklı, yeni boyutları olan bir evrende var olmaktayız. Bu evrenin içinde hiçbir an, birbirinin aynı olamaz. Bunun için şöyle diyebiliriz: “Evrenin birbirine denk hiçbir anı yoktur.” Müthiş bir değişim fikri gözlemlerle delillenmekte ve bizleri Herakleitos’un öngördüğünden çok daha ötesine götürmektedir. Genişleyen evrenin insan zihninde uyandırdığı dinamizm ve sürekli değişim fikirlerinden daha da önemli sonuçları vardır. Bunlar, bu gözlemin bize evrenin kökeni ve sonu ile ilgili gösterdiği sonuçlarıdır.
Sayfa 55 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Nerede bu patlamanın fosili ?
“Eğer evren sıcak bir Big Bang ile başlamışsa, o zaman bu patlamanın bir kalıntısı olmalı. Bana bu Big Bang’in bir fosilini bulun.” Hoyle’nin alayları sonucunda “Big Bang” isminin yerleşmesi dışında “fosil” yaklaşımı da yerleşmiştir. İleride “kozmik fon radyasyonu” bulununca birçok kişi bu radyasyonu “fosil radyasyon” olarak da isimlendirecektir. Hoyle’nin, Big Bang’in “fosilinin” bulunması için meydan okuması, Big Bang’i destekleyen çok önemli kanıtların bulunmasına neden olmuştur. Hoyle’nin itirazları, adeta bumerang olmuş; Big Bang’i öldürmek yerine, yaygınlaştırmış ve Durağan Durum modelinin sonunu getirmiştir. (Fred hoyle 'un itirazları big bang teorisini gelişmesine katkıda bulunmuştur)
Sayfa 57 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
514 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.