Bilebilmenin Mutluluğu
Göksel AymazEn Eski Bilebilmenin Mutluluğu Gönderileri
En Eski Bilebilmenin Mutluluğu kitaplarını, en eski Bilebilmenin Mutluluğu sözleri ve alıntılarını, en eski Bilebilmenin Mutluluğu yazarlarını, en eski Bilebilmenin Mutluluğu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Kurumuş yürekler görmek mi daha ürkütücüdür, boşalmış kafatasları mı, kim karar verebilir?” diye soruyordu Balzac.
"Gezegenin içinde bulunduğu durumu inceleyen hiçbir aydınlanmış, ortalama zeka sahibi gözlemci işlerin esaslı bir dönüşüm olmadan yoluna koyulabileceği sonucuna varamaz."
Medya, meşrulaştırır. Tartışılmaz derecede normalleştirici, olağanlaştırıcı etkisi olduğundan, aracılığıyla oluşturulan her türlü kanaat, kitlelerin zihninde, mümkün tek gerçeklik olarak hemen yer eder; bir şey medyada göründüğü, medyadan izlendiği gibidir, başka türlü olamaz. Bin kez kanıtlanmış bilimsel bir gerçeklikten daha inandırıcıdır medya.
Sayfa 49Kitabı okudu
Zira bugün toplumsal algıda normalleşip kabul görmeye, kitleler tarafından kanıksanmaya en yakın bakış açısı, fikir ve yargılar, bilimsel ispatlardan ziyade, basında yazılıp çizilenlerdir.
Sayfa 56Kitabı okudu
Oysa eleştiri, nesnesi karşısında daima bağımsız bir varoluş sergilemek durumundadır. Nesnesinin anlam dünyasıyla kaynaşmış bir eleştiri, entelektüel sermaye için ciddi bir kayıptır.
Kültür endüstrisinin sanatla buluştuğu yerde, artık demokratikleşme değil, saygınlığını yitirmekte olan bir sanat, çürümekte olan bir aura vardır.
Sayfa 63Kitabı okudu
Her bir kültür endüstrisi ürünü “her şeyi elinden alınmış bilincin boşluğunu dolduracak herhangi bir şey” dir.
Dünyaya ve insan sorunlarına karşı genel ilgisizlik, genel meraksızlık karşısında her şey birdenbire gereksizleşiyor.
Sosyal antropolog Erving Goffman, 1980’lere dek sürdürdüğü bilimsel çalışmalarında; bugün bir sosyal gruptan dışlanmamak, diyaloğu sürdürmek adına bireyin, farklı çehrelere bürünmek, yapay görüntüler sahnelemek, sahte jest ve mimikler sergilemek gibi özbenliği zedeleyici birtakım zorunlu roller, zorunlu haller takınmak zorunda kaldığından bahsediyordu.
“Sahte bilinçle mücadele etmek ve gerçek yararlar konusunda bilinç vermek isteyen kişi, pek çok şeyi göze alıyordur; çünkü insanlar çok derin uyuyorlar.”