Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Biletimiz İstanbul'a Kesildi

Mıgırdiç Margosyan

Biletimiz İstanbul'a Kesildi Gönderileri

Biletimiz İstanbul'a Kesildi kitaplarını, Biletimiz İstanbul'a Kesildi sözleri ve alıntılarını, Biletimiz İstanbul'a Kesildi yazarlarını, Biletimiz İstanbul'a Kesildi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Güzel metafor :)
Hayır! Gerçekler acı biber gibi, isot gibi ortadaydı. Gerçekler dil ve yürek yakıyor ama değişmiyordu.
Sayfa 79
Dem geçer, devran döner, hicran biter, her şey biter.
Sayfa 75
Reklam
Duygusallığın doruk noktasına yuva kuranlara âşık mı deniyordu ? Yoksa aşk, salakların içine düştükleri bir tuzak, kendi başlarına ördükleri bir koza mıydı?
Yapmak zor zenaat, döküp kırmak, yıkmak ise çok kolaymış!
Sayfa 64
“Lawê min çû eskerîyê, hat kerê berê.”
Sayfa 58
Evet, Tanrım, onlar senin adına tepemize çullanıyorlardı, bizler de yine senin adına bu çileye katlanıyorduk.
Sayfa 21
Reklam
İki dağın arasında kalmişam Bülbül kimi daldan dala konmişam Ne gün gördım ne de murad almişam Yazığ bahan, cahal ömrım çürıttım.
Sayfa 13
Sahi günah denen şey neydi? Ne, ne zaman günah, ne zaman değildi?
Ali isminin kendisine sonradan, siverek’te Zaza bir köy ağası tarafından verildiğini, Birinci Harb-i Umumi’nin sürgün artığı olduğu için, dört yaşlarında sünnet edilip Müslümanlaştırıldıktan sonra isminin değiştirildiğini, aslında bir fılla ,yani Ermeni çocuğu olduğunu, çocuk yaşta çobanlık yaptığı için okuyup yazma öğrenemedini, bu nedenle de kendi anadilini hiç olmaza oğluna öğreterek böylece tarihle bir tür hesaplaşmaya soyunduğunu tüm Diyarbakır’da bilmeyen, duymayan , kala kala galiba bir tek sağır sultan kalmıştı…
“Begün senlen Ermence ögrenecağığ, yani ya ‘ayp…pen … kim’den başliyacağığ… “ Papaz Der Arsen…
Reklam
Diyarbakır’da, Hançepek’te , gâvur mahallesi’nde başlayan, ancak benim fikrim dahi alınmadan,alelacele, sadece ve sadece anadilimi öğrenmem için İstanbul’a pıstalanmamın ardından, geriye kalan yaşamımı, benim hiçte hayal edemeyeceğim şekilde etkileyen o anın, o yolculuğun gerisinde bıraktığım, Türkçe “gâvur!” , Kürtçe “fılla!” Sözcüğü, daha İstanbul’a ayak basar basmaz götürülüp yerleştirildiğimiz Şişli’deki Karagözyan Ermeni Yetimhanesi’ndeki Ermeni çocukların ağzından bu kez alaylı şu cümleye dönüşmüştü: “Koşuuun! Koşuuun! Anadolu’dan Kürtler gelmiş ..!”
Tanrım, onlar senin adına tepemize çullanıyorlardı, biz de yine senin adına bu çileye katlanıyorduk ~
Bak yine komünistlik yapıyorsun:)
yemin denen şeyin de ne olduğunu, insanların niçin yemin ettiklerini, yeminle neyin değiştiğini bilmediğim gibi, çok yemin edenlerin neden papaz, hacı ve hocalar olduğunu, bir yeminle yerine göre bin yalanın perdelendi- ğini de bilmiyordum.
Sayfa 112Kitabı okudu
Canım çekti!
Buğusu tüten kaynar çorbaya sıkılan birkaç damla soğuk limon, kesinlikle "pişmiş aşa su katmak"tı! Çorbaya limon sıkmak mı? Hayır! On kere, yüz kere hayır! Çorbaya yakışanı, onunla yüz göz olması gereken, olsa olsa acı, kırmızı pul biberdi! Onun da yanında bir baş kuru soğanla bir de tandır ekmeği!
"Kız senin adın Anna Pencereme baksana Gel kız bir öpücük ver Damat olam babana."
70 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.