Merhaba
Dün gece, yakın bir tarihte kaybettiğimiz Mıgırdiç Margosyan’ın Biletimiz İstanbul’a Kesildi kitabını bitirdim. Öykülerin çoğu, yazarın Diyarbakır’ın “Gavur Mahallesi” Hançepek’te geçirdiği çocukluğundan kesitler. Margosyan, mekan isimlerini, kişileri ve hatta olayları birebir korurken, kullandığı dil ile tüm yaşanmışlığı büyülü bir anlatıma çevirmiş.
Ermeni taşra edebiyatının en önemli yazarlarından biri kabul edilen Margosyan’ın kitabında toplam 7 öykü var. 2 öykü hariç hepsi Ermeni taşra edebiyatının yetkin örnekleri. Tamamını beğeni ile okudum. “Allah” ve “Elmalı Balayı” ise Margosyan’ın alışık olunan tarzından farklı öyküler. Ben Elmalı Balayı’nı çok beğendim. Adem ve Havva hikayesini yeniden yorumladığı bir taşlama desem çok yanlış olmaz. “Allah” ise flaneur türünün izlerini taşıyan bir öykü.
Margosyan’ı okurken, hissettiğim şu oldu; karşımda hoş sohbet, komik ve bilge bir adam var, çocukluğundan bir hatıra anlatıyor, hatıraya konu kişilerden birini konuşturacaksa; doğal ve kadife gibi yumuşak bir geçişle yöresel ağza geçiyor, konuşturuyor, yine aynı doğallık ve yumuşakşıkla su gibi bir gündelik dile geçiyor.
Çoğu öykünün arka fonuna ustalıkla yerleşmiş bir mizah var. Onulması güç acılara bezenmiş yaşanmışlıklar içeren öykülere bile bu mizahi ve umut dolu dili yerleştirmeyi başarmış
Okumanızı tavsiye ederim
Sağlıcakla kalın.