Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bilgi Nedir?

David Pears

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
hiçbir şeyin yok sayılmadığından emin olmanın bir yolu işe kabataslak bir bilgi türleri bölümleme­siyle başlamaktır. Bilgi türlerini nasıl bölümlemek gerekir? Aralarındaki önemli ayrımlar nelerdir? Görünüşe görebil menin en çarpıcı özelliği, bilinebilen şeylerin birbirlerinden değişik değişik olmalarıdır. Kimileyin "bilmek" eyleminden sonra bir adıl gelir, bir kişinin ya da bir yerin adı gibi; kimi­leyin de bir adıl tümceciği gelir, birşeyin öyle olduğunu bil­diğimi savladığımda olduğu gibi. Olguların bilgisi ile olgu olmayan şeylerin bilgisi arasında bir ayrıma yol açar bu doğ­rudan. Kimi dillerde bu ayrım iki ayrı sözcük kullanılarak -sözgelişi, savoir ile connaitre - belirtilir. İngilizcede Russell'ın terimcesini kullanarak olgu olmayan şeylerin bilgisine "ta­nıyarak bilme" ya da "tanıma" demek en iyisi galiba. Bir de en az bu ikisi denli önemli bir üçüncü bilgi türü vardır ki o da yöntem bilgisidir ya da - daha genel bir anlamda söyle­ nirse - bir kişinin birşeyi nasıl yapacağını biliyorken bildiği. Bu üç ayrı çeşit bilgi nesnesi de neredeyse eşit ölçülerde önemli olduklarından, birbirleriyle eşgüdüm içinde bulunan her biri aynı derecede önemli üç bilgi türü bulunduğunu söyleyebiliriz: "olguların bilgisi", "tanıma yoluyla bilgi", "şeyleri nasıl yapacağının bilgisi". Tek tek her tür kendi içinde ayrıca bölünebileceğinden sonul değildir bu bölüm­ leme, yine de en azından bir başlangıç noktası olarak işimize epey yarayacaktır.
biliyor olmak
Nitekim biliyor olmaktan dolayı insanın tadına doyulmaz bir keyif duymasından daha doğal birşey olamayacağı gibi, gerçekten biliyor olmak ile yalnızca biliyor görünmek ara­sındaki ayrımın özenle altının çizilmesinden de daha sağlıklı birşey yoktur
Reklam
Kuşkucu, görüngünün gerisine (sözgelişi, kendi duyu verilerimize) asla sızamayacağımızı, görüngülerin ötesinde yatanı bul­gulayamayacağımızı öne sürerken, görüngücü bunun böyle olmasının zorunlu olduğunu çünkü onların ötesinde zaten bir şey bulunmadı­ğını savunur: görüngü gerçekliktir ya da gerçeklik görüngü/erdedir. Bir de üçüncü bir olanak vardır: görüngünün ötesinde keşfedilebilir bir şeyin yatıyor olabileceği.
Bilimin olanca hızıyla ge­lişme göstermesi, beş duyusuyla birlikte insan anlığının nedenli gü­venilir bir kayıt aygıtı olduğunu, sınırlarının nerede başlayıp nerede sona erdiğini insanların kaçınılmaz olarak kendilerine sormalarını zo­ runlu kılmıştır
bilmiyor olmak tam olarak nedir?
Kişinin kendisine yöneltilen bir soruya karşı vereceği yanıta dair hiçbir düşüncesi olmadığında duyumsadığı zi­ hinsel boşluk mudur? Yoksa bundan daha olumlu birşey midir? O kişinin bir yanıtı bulunuyor olabilir, ama yanlış bir yanıttır bu. Doğru da olabilir yanıtı, ama bu olsa olsa şans eseri doğru çıkmış bir kestirimdir yalnızca. Yüzümüzü ne yana dönersek dönelim, kendimizi dal bu­ dak sarmış karmaşaların ortasında buluyor olacağımız gün gibi açık.
kuşkuculuk sağlıklıdır
bilgi sorunu öylesine genel bir so­rundur ki kendi araştırma alanı içine kendisini de katar. Ni­tekim bilginin ne olduğunu biliyor olabileceğim gibi, bilmi­yor da olabilirim. Bilgi sorunuyla yakından bağlantılı olan doğruluk sorunu da kuşkusuz yine bu aynı özelliği sergiler. Nitekim bir doğruluk kuramının daha en başta kendisi, doğru olabileceği
Reklam
Tıpkı Descartes'ın sorduğu gibi gerçekten ne ölçüde biliyor olduğumu soracak olursam kendime, bilgi denen şeyin ne olduğunu bilene dek yanıtlayamam bu soruyu.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.