Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bilim ve Teknik - Sayı 635 (Ekim 2020)

Bilim ve Teknik Dergisi

Bilim ve Teknik - Sayı 635 (Ekim 2020) Gönderileri

Bilim ve Teknik - Sayı 635 (Ekim 2020) kitaplarını, Bilim ve Teknik - Sayı 635 (Ekim 2020) sözleri ve alıntılarını, Bilim ve Teknik - Sayı 635 (Ekim 2020) yazarlarını, Bilim ve Teknik - Sayı 635 (Ekim 2020) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çevremizdeki tüm nesneler ısı (kızılötesi ışık) yayar. Bir nesneden yayılan ısı çevredeki diğer nesneler tarafından soğurulduğu için birbiri- ne yakın konumlanmış maddeler zamanla ısı alışverişi yaparak aynı sı- caklığa gelme eğilimindedirler. Bugün belirli bir ortamı ısıtmak ya da soğutmak (ortam sıcaklığını çevre sıcaklığından farklı hâle getirmek) için kullandığımız sobalar, soğutucular, klimalar ve benzer cihazlar bir sıcaklık farkı oluşturmayı enerji tüketerek başarır. Ancak hiç enerji tüketmeden de bir malzemenin sıcaklığını ortam sıcaklığının altına düşürmesi mümkündür. Nasıl mı? Atmosfer tarafından soğurulmayan tayf bölgesinde ışıma yaparak.
Acı yendiğinde burun neden akar? Uzun ama bilgilendirici bir yazı.
Acı biber yediğimizde kapsaisin molekülü öncelikle TRPV1 adlı sıcaklık algılayıcı proteinleri etkileyerek beyne acı yerine sıcak bir besin tüketildiğine dair sinyaller gönderir. Karşılığında beyin bu sıcaklık etkisinden kurtulması için vücudu harekete geçirir ve terleme başlar. Sonrasında, ağzımızda, burnumuzda ve boğazımızda bulunan ve görevi nefes aldığımızda havadaki partiküller ile hastalık etkeni olabilecek mikroorganizmaların solunum sistemimize ulaşmasını engellemek olan mukoza zarı kapsaisin ve/veya izotiyosiyanat maddelerinin etkisiyle uyarılır ve savunma amacıyla daha fazla mukus üretilerek kimyasallar hapsedilir. Fazladan üretilen mukus burun akıntısına neden olur. Gözümüzdeki zarın da kapsaisinden etkilenip daha fazla gözyaşı üreterek bu kimyasaldan kurtulmaya çalışmasıyla burun akıntısı artar. Kapsaisin ve izotiyosiyanat molekülleri suda çözünmez. Bu yüzden acı besinler tüketildikten sonra içilen su mukozadan kapsaisin ve izotiyosiyanatın uzaklaştırılmasına yardımcı olmaz. Sütte bulunan kazein proteini ise bu kimyasalları mukozadan ayırarak rahatlama sağ- layabilir, dolayısıyla süt ya da ayran içmek acıdan sonra iyi gelebilir. Araştırmacılar ikinci bir seçenek olarak da %10’u şeker olan şekerli su karışımı içmenin acının etkilerini azaltmada işe yaradığını söylüyor. Diğer taraftan, acı biberde bulunan kimyasaldan türetilen Capsicum annum maddesi içeren burun spreyleri ile bazı sinüs inflamasyonları temizlenebiliyor.
Reklam
Sıcaklık ve basınçla ham petrolün dönüşümü
Rafineriler, farklı petrol türevlerinin üretildiği karmaşık üretim tesisleridir. Rafineriye ulaşan ham petrol tuzdan arındırıldıktan sonra bir buhar kazanına gönderilir ve burada yüksek sıcaklıklara ısıtılarak damıtılır. Damıtma sırasında petrol farklı türevlere ayrılır: sıvılaştırılmış petrol gazı (LNG), benzin, plastik yapımında kullanılan nafta, uçaklarda jet yakıtı olarak kullanılan kerosen, dizel, yağlayıcı sıvılar, fuel-oil ve asfalt.
Doğalgaz ve petrol çıkartmak gerçekten çok meşakktliymiş.
Derin denizlerde bulunan petrol veya doğal gaz rezervinin karaya taşınmasında da farklı yöntemler kullanılır. Doğal gazı karaya en güvenli, verimli ve ekonomik taşıma yöntemi, deniz tabanına döşenecek boru hatlarıdır. Ancak özellikle derin denizler için boru hatlarının döşenmesi, ciddi yatırımlar ve uzun süreçler gerektiren zahmetli bir süreçtir. Alternatif olarak, derin denizlerde üretilen petrol, içerisindeki yabancı maddeler ayrıldıktan sonra, doğal gaz ise basınçlı tanklarda sıvılaştırılmış (LNG) olarak, platforma yanaşan ham petrol tankerlerine aktarılarak da rafinerilere ulaştırılabilir.
Bir deniz sondajının maliyeti 200 milyon dolar!!!
Sismik veriden yola çıkarak, bugünkü tecrübelerimizle, hidrokarbon içerme olasılığı bulunan jeolojik yapıları tanımlayabilir, derinlik ve üç boyuttaki uzanımlarını belirleyebiliriz. Ancak bu yapıların içerisinde petrol veya doğal gaz olup olmadığı genellikle sismik veri ile anlaşılmaz. Bu nedenle, sismik veri kullanılarak kapan yapısının belirlenmesinin ardından, yapının petrol ve/veya doğal gaz içerip içermediği kesin olarak yalnızca sondaj ile belirlenebilir. Bu durum, sismik yöntemle hidrokarbon arama sürecindeki en büyük belirsizliktir ve bazen gerçekten önemli bir risk oluşturur. Çünkü karada yapılacak bir sondajın maliyeti ortalama 5 milyon dolar civarında iken, bir derin deniz sondajı 200 milyon dolara mal olabilir.
Hidrokarbonlar en basit organik bileşiklerdir, sadece karbon ve hidrojen atomlarından oluşurlar. Sıvı formdaki hidrokarbonlar “petrol”, gaz formundakiler ise “doğal gaz” olarak biliniyor. Ham petrol, içeriğine ve yoğunluğuna bağlı olarak su kadar akışkan olabildiği gibi, bal kadar viskoz da olabilir.
Reklam
Gezegenimizin bize sunduğu şu anki toplam doğal gaz rezervimizin her yıl %7’sini tüketiyoruz. En büyük rezervler tahmin edilebileceği gibi Rusya ve İran’da ve her iki ülkenin toplam doğal gaz rezervi, dünyanın geri kalan ülkelerindeki rezervden daha fazla. Bu üretim ve tüketim oranlarıyla, dünyanın kendisine 52,6 yıl yetecek doğal gazı var.
Dörtte bir çok az maalesef.
Türkiye, toplam enerji tüketiminin yaklaşık dörtte birini ken- di enerji kaynaklarından kalan kısmını ise ithalat yoluyla karşılıyor. Çok çeşitli enerji kaynakları (taşkömürü, linyit, ham petrol, doğal gaz, uranyum, toryum, bor, akarsu, jeotermal su, rüzgâr, gü- neş, dalga ve biyokütle) potansi- yeline sahip ülkemizde enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için özelikle son yıllarda çok önemli adımlar atılmaya başlandı.
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.