Özellikle din ile bilim söz konusu olduğunda sarfedilecek dikkat daha yoğun olmalı, bu konuda sağlıklı bir tefrik etme düzeyine ulaşılmalıdır. "Zira dinin konuştuğu alanlar, genellikle, bilimin sustuğu alanlardır."
Kopernik'in gelişine kadar Batlamyus modeli benimsenmiş ve bu model asırlarca yapılan gözlem ve deneylere kendince bir anlam kazandırmıştı. Sonra Kopernik geldi ve daha yetkin bir model geliştirerek devrimsel bir atılım yaptı. Daha doğrusu kavramsal bir devrim gerçekleştirdi. Böylece Batlamyus modeli terkedildi. Ama Kuhn'un bakış açısıyla, kimsenin tutup Batlamyus teorisinin yanlış, Kopernik teorisinin doğru olduğunu söylemesi anlamlı olmayacaktır. Bu düşüncenin getirdiği başka bir mantıksal sonuç da bilimin aslın da ilerlemediğidir. Bilim devrimsel sıçramalar yapar, evrimsel bir süreci takip ederek ilerlemez. Yani biz yeni bir kavramsal sistemi benimsemiş olmakla, bilgilerimizde bir ilerleme kaydetmiş olmuyoruz.
Bilimle, bilim tarihiyle, bilim felsefesiyle uğraşırken her türlü duygusal şartlanmalardan arınmalı, bilimin leh ya da aleyhinde tavır almak üzere psikolojik savuma mekanizmalarına barvurmaktan şiddetle kaçınmalıdır.
Bilim ile teknolojiyi birbirinden ayıran ikinci temel nedense onların amaçlarındaki farklılıkta ve evrenle olan ilişkisinde yatar. Bir kere bilim anlamak ister, teknoloji ise evrene egemen olmak ister.